"Balıkesir'deki bir zincir restoranda motokurye olarak çalışan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Ata Emre Akman, bir eve sipariş teslim ettikten sonra E.Ö. (17) tarafından acımasızca öldürüldü. Peki, Ata Emre Akman neden öldü? Ata Emre Akman katili ifadesi nedir? İşte detaylar...

Ata Emre Akman neden öldü?

Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi olan Ata Emre Akman, bir zincir restoranda kurye olarak çalışıyordu. Günlerden birinde, motosikletiyle bir siparişi teslim ettiği sırada, bilinmeyen bir sebepten dolayı E.Ö. tarafından saldırıya uğradı. E.Ö., aniden önünü kesti ve vücuduna bıçak darbeleri indirdi. Akman ağır yaralandı, kanlar içinde kaldı. Ancak saldırgan, işlediği suçun ardından kaçarak izini kaybettirdi.

Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ne yazık ki, sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde Ata Emre Akman'ın hayatını kaybettiğini belirledi. Polis ve savcılık ekipleri, olay yerinde detaylı incelemelerde bulundular. Akman'ın cansız bedeni, Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi morguna kaldırıldı.

Bu acı olay, sadece bir gencin hayatını kaybetmesine sebep olmakla kalmadı, aynı zamanda toplumda da derin bir üzüntü ve endişe yarattı.

Ata Emre Akman katili ifadesi nedir?

Ata Emre Akman'ın katili E.Ö'nin ifadesi henüz medya ve internet haber sitelerinde yer almamaktadır. Ancak Annesi Zuhal Akman'ın ifadesi yer almaktadır.

Ata Emre Akman'ın  Annesi Zuhal Akman:

"Annem, gözlerinde hüzünle beliren anılarla geçmişi anlatırdı; o karanlık geceyi, hüzünlü yağmuru, oğlunun son nefesini verdiği o acı dolu anı... Oğlum Ata'nın yaşamı, umutla dolu bir mücadeleyle geçmişti. O, genç yaşta bile kendi ayakları üzerinde durmak için çaba sarf eden, mücadeleci bir ruha sahipti. Ne Ata'nın, ne de bizlerin maddi sıkıntıları yoktu; çünkü o, sadece 13 yaşında çalışarak, elektro gitar almak gibi bir hayalini gerçekleştirmişti.

Anneler Günü yaklaştığında, oğlumun kısa sürede hazırladığı sürpriz için sabırsızlanıyordum. Ancak, o gece telefonun çalmasıyla her şey değişti. Polis, Ata'nın bir bıçaklama olayına karıştığını ve ağır yaralı olduğunu bildirdi. İşte o an, yüreğimizdeki korkunun ve çaresizliğin doruğa ulaştığı andı. Hemen Balıkesir'e doğru yola çıktık, ama umutlarımızın tükenmesine engel olamadık.

Hastaneye vardığımızda, polis raporlarıyla çelişen bir durumla karşılaştık: Ata'nın ismi hastane kayıtlarında yoktu. Ancak artık bilmiyorduk ki, oğlumuz Anneler Günü için saçlarını kestirmişti ve sürpriz yapmak için çalışıyordu. Kalbimizdeki endişe, her birimizi derin bir kederin içine sürükledi. Sonunda, morgda oğlumuzu bulduğumuzda, içimizdeki acı daha da derinleşti.

Otopsi sonrası, Ata'nın bedenindeki izleri görmek, bir annenin en büyük kabusuydu. Ve o an, sarılamayacağımız gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldık. Artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiştik. Ata'nın hayalleri, dünya turu yapmak gibi büyük düşler kuruyordu, ancak şimdi o hayaller sonsuza dek birer anı olarak kaldı.

Katilin sadece 17 yaşında olduğunu öğrenmek, acımızı daha da arttırdı. Bu cani, daha öncesinde birçok suça karışmış ve babasının da azmettiricisi olduğu söyleniyordu. Adaletin yerini bulmasını diliyorduk, çünkü bu sadece bizim değil, tüm toplumun hakkıydı. Katillerin cezasız kalmaması için adaletin tecelli etmesini umuyorduk, çünkü onlar sadece bizlere değil, tüm Türkiye'ye ve dünyaya zarar vermişlerdi.

Artık sadece anılarla yaşamak zorundaydık. Ata'nın sevgi dolu yüzü, müzik tutkusu ve hayal gücü, her zaman kalbimizde yaşayacaktı. Ve onun adını yaşatmak, mücadelemizi sürdürmek, adaletin sağlanması için çaba harcamak, bizim en büyük sorumluluğumuz olacaktı." dedi.

Editör: Haber Merkezi