Uyandığında çay gördüğü zaman rahatladığını söyleyen çay tiryakisi gazeteci Şafak Deliçakar; “Uyandığım zaman başucumda çay görmezsem o gün psikolojik olarak iyi geçmeyecek diye düşünüyorum. Kızım her sabah çayı demler, başucuma koyar. Çayı gördüğüm zaman içim rahat ediyor. Çay içerken günlük gazeteleri okuyorum, okurken bir demlik çayı içiyorum.

İş yerine geliyorum kazanımız var. Günde bazen 2, bazen 3 kere demliyoruz. Mesela haber merkezinde bir bardağım olur, bir tane de çay dolu mutfakta olur hangi tarafa geçersem o bardaktan bir yudum alırım. Kafayı yastığa koyarken bile son bardağımı içerim öle uyurum.” dedi.

Çaya ilkokulda başladım!

Çay içmeye küçük yaşlarda başladığını anlatan Deliçakar; “Benim evimdeki çaydanlık 28 bardak alıyor. Sabah 30 bardak cepte. İş yerinde kazanımız 60-70 bardak alıyor. 2 defa demlesem 140 bardak oluyor. Gelen misafirleri, diğer arkadaşları düştüğüm zaman 30 bardak çok rahat içiyorum. Her akşam eve gittiğim zaman da aynı şekilde içiyorum. Hesapladığım zaman günlük 120 bardak yapıyor. Rahmetli babam da çok içerdi. İlkokul 3. Sınıfta başladım çay içmeye. Günde 30 40 bardak içiyormuşum. Okulun karşı tarafında çay ocağı vardı, çay içerken bazen derslere gitmezdim çünkü kanamazdım.” Diye konuştu.

Çay olmayınca her şeyi unutuyorum!

Deliçakar sağlık açısından normal olduğunu belirterek; “Bir rahatsızlık nedeniyle doktora gittim. Ara sıra ellerim titriyor. Çayı çok tükettiğimi söyledim. Bütün tahlillerim yapıldı. Doktor bana sana yapacak bir şey bulamıyorum dedi. Bütün fonksiyonlarım normal gözüküyor. Bu durum şeker hastasının insülin kullanması gibi bir şey. Antalya’dan Ankara’ya geliyorum. Oruçluyum, geldim otele yerleştim. Otelden çıktım tam karşımda 3 katlı bir kahvehane. İnsanların önünde çayı gördüm. Ramazan çıktı aklımdan, her şeyi unuttum. Garsona bana bir fincan çay getir dedim birkaç yudum aldım top patladı.” Dedi.

Çay içince bana can geldi!

Askerlik döneminde çay bağımlılığı nedeniyle zor zamanlar yaşadığını anlatan Deliçakar, o günleri şöyle anlattı: “Acemi birliğinde ilk 3 gün hiç çay içemedim. Adım atamıyorum, sabah koşusunu yapamıyorum. Bize tüfek verdiler, tüfek elimden düştü düşecek. Derdimi komutana anlattım benimle dalga mı geçiyorsun dedi. Çavuşumu çağırdı. Sonra beni yemekhaneye gönderdiler. Askeriye yemekhanesinde orta boy 11 tane demliği 80 dakikada içtim. Bana bir can geldi, sanki yeniden doğmuş gibi oldum.” Ordu Yorum/Neşe Çakar Erkin

Editör: Haber Merkezi