KFMİB Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Edip Sevinç ile İFMİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Gören adına yapılan ortak yazılı açıklamada, fındığın her yıl bu aylarda başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere tüm ülke gündeminde önemli bir yer işgal ettiği kaydedildi.

Bu yıl da rekoltenin miktarı ile fındık fiyatlarının ne olacağı konularının basında yer almaya başladığına işaret edilen açıklamada, "Halbuki madalyonun öbür yüzünde öyle gelişmeler yaşanmaktadır ki gerekli tedbirler alınmadığı takdirde gelecek yıllarda rekolte ve fiyat tartışması yapmaya mahal bile kalmayacaktır, çünkü tabiri caiz ise 'atı alan Üsküdar'ı geçmiş' olacaktır." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, İtalya'nın 160 bin ton, ABD'nin 72 bin ton ve henüz yeni sayılacak üretici ülkelerden Şili'nin 60 bin ton üretim miktarına ulaşmış olmasına dikkati çekilerek, söz konusu üretim artışının giderek daha da fazlalaşacağından endişe duyulduğu, dolayısıyla tüm paydaşların fındıkla ilgili konularda ufku dar tutmaması gerektiği aktarıldı.

Bu çerçevede Türkiye'de sadece rekolte ve fiyat üzerinde enerji harcanarak, fındık için tehlike arz edebilecek konuların ıskalanmaması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, birisi 'çocuk iş gücü', diğeri ise "karbon ayak izi" olmak üzere ticareti etkileyecek iki büyük soruna vurgu yapıldı.

Açıklamada, en büyük ihraç pazarı olan Avrupa Birliği'nin bu konuları içeren yasal düzenlemeleri hayata geçirmek için çalışmalarını tamamlamak üzere olduğu belirtildi.

Son zamanlarda AB parlamentosu tarafından insan hakları, çevre ve iyi yönetim kurallarına aykırı davranan firmalara yönelik olarak bir yasama girişimi başlatıldığı aktarılan açıklamada, söz konusu düzenlemenin AB dışındaki firmaları da etkileyebileceği, diğer hususların yanı sıra çocuk işçilik gibi insan hakları ihlalleri ile bağlantısı bulunan ürünlerin ithalatının yasaklanması ve çeşitli müeyyideler uygulanması gibi hususları da kapsadığının bilindiği kaydedildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Diğer taraftan, Almanya'da da 'Arz Zincirinde Ortak Özen Yükümlülüğü Yasası' isimli benzer bir yasa, 2023 yılı başında yürürlüğe girmek üzere 11 Haziran 2021 tarihinde onaylanmış olup, her ne kadar Almanya'da yerleşik firmaları kapsamakta olsa da, Alman şirketlerin hammadde tedarik ettiği şirketlerin de söz konusu yasal düzenlemeye uyum sağlamalarının önem arz edeceği izahtan varestedir. Türkiye'deki fındık bahçelerinde çocuk işgücü kullanıldığına dair asılsız itham ve iddiaların geçtiğimiz yıllarda Avrupa basınında sık sık yer aldığı ve bu iddiaların neredeyse her hasat döneminde tekrar gündeme getirildiği hususları göz önünde bulundurulduğunda, her ne kadar olmasa da, ülkemizde çocuk işgücü kullanıldığına yönelik propagandalara neden olabilecek davranışlardan kaçınılması ve önleyici tedbirlerin alınması için çalışmalara başlanmalıdır."

Avrupa Birliği'nin 2050 yılı itibarıyla sıfır karbon salımına sahip bir kıta olma yönündeki hedefi çerçevesinde, iklim değişikliğinin gelecek yıllarda Birliğin sanayi ve ticaret politikaları da dahil tüm politikalarına nüfuz etmesini öngören "Avrupa Yeşil Mutabakatı"nın açıklandığı anımsatılan açıklamada, "Yeşil Mutabakat bağlamında, AB tarafından karbon azaltım mekanizmalarında kullanılan maliyetin, bu maliyete yeterince katlanmak istemeyen ülkelerden ihraç edilecek ürünlere yansıtılması şeklinde özetlenebilecek bir vergi mekanizmasının uygulamaya alınması planlanmaktadır. Ürünlerde tespit edilecek karbon ayak izine göre vergi uygulamasına ilişkin 'Sınırda Karbon Düzenlemesi'nin 2021 yılında AB ilgili makamlarına sunulması beklenmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, "Bu bağlamda, fındık ihracatının yüzde 75'inin AB ülkelerine yapıldığı göz önüne alınarak, fındık üretiminde karbon ayak izinin belirlenmesine yönelik çalışmalara ivedilikle başlanmasına ve bu yeni verginin fındık ihracatımıza olası etkilerinin de iyi analiz edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.AA

 

Editör: Haber Merkezi