İslam dini; İnsanoğlu toplum hayatında,huzur,mutluluk ve sükûnetin hakim olmasını,seyyal hayatta dost ve birliktelik açısından ilahi emir gereği kardeşlerinin acı ve sevinçlerine ortak olmayı amaçlar.

*

Yine Kardeşler arasındaki güçlü bağın tesisi için,iyiliği,fedakârlığı, yardımlaşma ve kardeşler arasında dayanışma ve paylaşma ruhunu emreder,kötülüğü, bencilliği ve cimriliği ise yasaklar. İnsan, yaratılışı gereği bir diğerinin ilgi ve sevgisine, yardım ve desteğine ihtiyaç duyar.

*

Bu hususta Yüce Allah (cc)bizlere şöyle buyuruyor; “Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık.Bir kısmı diğerini istihdam etsin diye çeşitli alanlarda kimini kimine, derece derece üstün kıldık.(Zuhruf, 43/32.) buyurarak bu gerçeği bize haber verir.

*Allah‘ın kulları ve müslümanlar olaraktan bizlere düşen görev sahip olduğumuz imkanları bencilce kullanmak değil,kardeşleriyle

paylaşmamız gerekmektedir.

*

İşte islam’ın emri gereği insana paylaşma bilinci kazandıran, böylelikle hem dünya ve hemde ahiret mutluluğuna,nihayetinde Rabbinin rızasına kavuşturan tüm ibadetlerin ortak adı infaktır.

*

İnfak;kişinin Allah’ın kendisine emanet ettiği mal ve servetten, maddi ve manevi nimetlerden başkalarını da yararlandırmasıdır. Bütün canlılara iyilik yapma ve yardımda bulunma çabasıdır.

Bunu yaparkende en başta anne babaya, eş ve çocuklara, yakın ve uzak akrabaya,arkadaş ve komşulara hasılı tüm insanlara faydalı olması gerekir.

*

İnfak, insanın fıtratında var olan yüce duyguları harekete geçirir. Kişinin nefsini arındırmasına, çevresiyle ilişkisini güçlendirmesine, üzüntü ve kederden kurtulup Rabbinin hoşnutluğunu kazanmasına vesile olur.”Nitekim Cenâb-ı Hak Ali-imran 92’de şöyle buyurur:”Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak edip harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.

Diğer bir ayetinde ise:“Mallarını gece gündüz; gizli ve açık infak edenler için Rableri katında ecirler vardır; onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.(Bakara, 2/274.) Allahın bizlere birde bu konuda bir hatırlatmasıda mevcuttur.” “Allah yolunda infak edin. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever.(Bakara, 2/195.) Ayet-i kerimedeki “kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” emriyle Yüce Rabbimiz, cimrilik edip Allah yolunda infak etmekten kaçınmanın, hem fert hem de toplum için tehlike oluşturacağını haber vermektedir.

*

Her alanda olduğu gibi infak konusunda da buna en güzel örnek  Allah rasûlü (s.a.s)’dir. O, ümmetini bu konuda her zaman,daima cömertliğe, fedakârlığa,paylaşmaya ve yardımlaşmaya davet etmiştir.

Bir defasında kendileri bir koyun kesmiş kestiği koyundan geriye ne kaldığını Hz.Âişe validemize sormuş, “Sadece bir kürek kemiği kaldı Ya Resûlallah!” cevabını alınca, “Ey Âişe, desene bir kürek kemiği hariç tamamı bizim oldu.(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 33.)buyurmuştur.

Peygamberimiz bu veciz ifadesiyle verdiğimiz kadar kazandığımıza ve Allah yolunda harcamanın bereketine işaret etmiştir. kur’an-ı Kerim tövbe Suresi 111’de; “Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır.

*

Allah Resulü (s.a.v) efendimiz  infak’ı bizlere sözleriyle teşvik etmektedir:“Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse; Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Her kim de bir Müslüman’ın bir sıkıntısını giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Bu infak konusunda hocası ile öğrencisi arasında geçen bir hayat hikayesinden örnek vermek istiyorum.

*

Alimlerden biri, talebesi ile birlikte gezerken, bir tarlanın yanındaki ağaçlardan birinin altında eski bir çift ayakkabı gördüler. Belli ki civarda çalışan birisinin ayakkabısıydı.

Talebe :

"Hocam bu ayakkabıyı saklasak da, sahibi geldiğinde ayakkabısını bulamayınca, o anki halini seyretsek, ne dersin ? " dedi.

Hocas:

"Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine kurmak doğru değildir. Gel şöyle yapalım; sen zengin bir ailenin çocuğusun, bu ayakkabının içine bir miktar para bırak, sahibi gelip bunu gördüğü zamanki sevincini seyredelim" dedi.

Talebe bu teklifi daha güzel buldu ve adamın yakkabısının içine bir miktar para koydu.Hocası ile görünmeyecek şekilde bir ağacın arkasına saklandılar.

Bir müddet sonra, ayakkabının sahibi geldi. Elbiselerini değiştirdi, ayakkabısını giyerken içinde bir şey olduğunu farketti. Baktığında bunun para olduğunu gördü. Bir müddet etrafına bakındı, hic kimseyi göremeyince, dizleri üserine oturdu ve ellerini açıp:

" Ya Rabbi, eşimin hasta, çocuklarımın aç olduğu

Sence malumdur, verdiğin bu nimet için Sana sonsuz şükürler olsun," deyip gözyaşlarına boğuldu ve uzun bir süre ağladı. Bunu gören Hoca ile talebesi de göz yaşlarını tutamadılar...

Sonra Hoca talebesine döndü :

" Bu ilk tekliften daha güzel olmadı mı , şu an daha mutlu değil misin?" dedi.

Talebesi:

" Evet Hocam,

Allah sizlerden razı olsun şimdi saha çok sevinçliyim."

Şimdi sormak istiyorum insanların mutlu olmasına vesile olmak gerçekten değmedimi?

*

İnfak, insanın fıtratında var olan yüce duyguları harekete geçirir. Kişinin nefsini arındırmasına, çevresiyle ilişkisini güçlendirmesine, üzüntü ve kederden kurtulup

Allah’a ve onun resûlüne gönülden bağlanan müminler, tarih boyunca infak bilincini kuşanmış, yardımlaşmayı hayatlarının merkezine almıştır.

Allah Resulü (s.a.v) efendimiz Allah yolunda harcamanın bereket bulacağına işaret etmiştir.

Bizlerede bu konuda iyiliğe teşvik etmektedir: “Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse; Allah da onun kıyamet günü bir ihtiyacını giderir.”

Yaşanılan bu günkü günümüze baktığımızda ecdadımız insanlık adına yapmış oldukları onlarca eserleri görmekteyiz.

Onlar sahip oldukları ilmi ve iktisadi birikimlerini başkalarıyla paylaşarak bütün insanlığı örnek olmuşlardır.

Cömertlikte ve fedakarlıkta hep ön safta olmayı yemlemişler ve infakı kalıcı hale getirmiş, yaşadıkları her coğrafyada vakıf ve merhamet medeniyeti inşa etmiştirlerdir.

Bizlerde bugün yeryüzünde hayrın ve hasenatın, iyiliğin ve güzelliğin hakim olması için çalışmamız gerekir

Aynı zamanda ecdadın bizlere bırakmış olduğu bu eserlerine sahip çıkmalıyız.

Ne yazık ki ; Bu eserlerin izini,daha dün ve bugün komşumuz Irak’ta Suriye’de,filistinde siyonistlerin elleri ile bir bir ortadan kaldırıldı.ve ilk hedefleri buralar oldu.Bu eserleri yerle bir ederek intikam geçmişin intikamını almaktadırlar.

Yukarıdaki bahsi geçen İnfakın yardımlaşmanın dilimizdeki yerinin bu denli önemini anladıktan sonra, bu gün Filistin’lilerin siyonist İsrail’lilerin bombaları altında evleri ocakları başlarına yıkılıyor,çol,çocuk yaşlı demeden hunharca şehit ediyorlar. kardeşlerim bugün bizlere düşen görev kardeşlerimize el uzatma yardım etmede,seferberlik yapma günüdür.

Allah Resul’ünün hadislerindeki ifadeye baktığımızda: Bir kötülük görüyorsunuz elinizi değiştirin, bu elle değiştirmek devletlerin el uzatması ve bu savaşa son vermesi, diliyle diliyle söylemesi; işte söylüyoruz anlatıyoruz, geriye ne kalıyor;57 tane sözde müslüman devletlerin gözleri önünde savunmasız Filistinli kardeşlerimiz maalesef şehit ediliyor,Bizlerin halk olaraktanda elimizdende maalesef  bir şey gelmiyor.

*

Müslüman kardeşleri için canını,malını Hak yolda fedâ edenlere selam olsun.Bu vahşete ve mezalime tepkiniz olmanız için illaki müslüman olmanıza gerek yok; yüreğinde merhamet taşıyorsun insan olmanız yeterlidir.

Rabbim Ramazan’ı Şeriflerinizi hayırlı eylesin hayırlı iftarlar

İlahiyat cihaz Hüseyin DENİZ