Amerikan siyasetinin temel özelliği "Kontrollü Kargaşa" prensibine dayanıyor. Kargaşa olduğu zaman siyasal toplumlar rezervlerini artırmak ihtiyacı duyuyor. Rezerv para olarak tutulan dolar daha çok talep ediliyor. Talep edildiği için kağıttan ibaret olan dolar değer kazanıyor.
Bu nedenle Amerika uluslar arasında hiç bir sorunu çözmüyor. Aksine, mevcut sorunları derinleştiriyor.
Yaşanmakta olan sorun sanıldığı gibi Orta Doğu petrolleri değildir. Zira petrolün satış düzeni kuruldu. Petrol boru hadları çalışıyor. Fiyatı ne olursa olsun Amerika dolar basar ve petrolü satın alır. Amerika'ya basılan doların maliyeti kağıt maliyetini geçmiyor.
Amerika tarafından Irak işgalinin temelinde Irak Merkez Bankasını ele geçirmek yatıyordu. Bankerler Irak'da amacına ulaştı. Irak'ın finansal yapısı tamamen Amerikan bankerlerinin kontrolüne geçti. Finansal yapı kontrole girdiği zaman tüm ekonomi denetleniyor.
Orta Doğuda yaşanan sorun "İsrail'in güvenliğinden" kaynaklanıyor. Zira, ortaya İran faktörü çıktı. İranlı Mollar İsrail'i bir kaşık suda boğmaya yeminliler.
Her ne kadar mevcut Irak Hükümeti İngiliz vatandaşı Arap ve Kürt kökenli piyonlardan oluşuyor ise de sisteme Şİİ anlayışı egemen. İran ile Irak Şii temelinde entegrasyona giriyor. Şiilik anlayışının kökenleri 1400 yıl öncesine dayanıyor.
Irak ordusu, Şii Araplar ile İran destekli Şii militanlardan oluşuyor. Bu oluşum Musul'da egemen olursa "İsrail'in karşısına Orta Doğuda entegre Şii gücü" çıkıyor. Zira, Suriye'deki Nusayri rejimi de İran tarafından destekleniyor. İranlı militanlar Esed ile birlikte hareket ediyor. Şiiler Suriye'de İsrail ile komşu oldular. Musul'u da ele geçirdikleri zaman Orta Doğuda güç dengesi İsrail aleyhine bozuluyor.
Amerika ve İsrailin hesapları tutmadı. Orta Doğuda "kontrollü kargaşa" yapalım derken, kargaşanın İran lehine işlediğini fark ettiler. Vakit geçirmeden Amerikalı General Türkiye'ye geliyor "meseleye çözüm" arıyor.
Orta Doğuda Türkiye'nin kabul etmediği hiç bir çözüm sonuca ulaşmaz. Ulaşamıyor.