İşaret Dili Eğitmeni Büşra Çelik Biçer, işaret dili ve sağır kültürüyle ilgili toplumda yanlış bilinenleri ve bu yanlışların yaratacağı olumsuzlukları dikkat çekti. Biçer, toplumda sağırlar için yeterince farkındalık oluşmadığını ve Ordu'da işitme engellilerin derneği kurulması gerektiğini belirtti. 

İşaret Dili Eğitmeni Büşra Çelik Biçer, işaret dili ve sağır kültürüyle ilgili toplumda yanlış bilinenleri ve bu yanlışların yaratacağı olumsuzlukları ele aldı. Biçer, toplumda sağırlar için yeterince farkındalık oluşmadığını ve Ordu'da işitme engellilerin derneği kurulması gerektiğini vurguladı.

Beden Diliyle Karıştırılıyor

Ordu'da 3 yıldır işaret dili eğitmenliği yapan Sosyolog Büşra Çelik Biçer, işaret dilinin öğrenilmesi gerektiğini ve bu farkındalığın henüz toplumda yeterince oluşmadığını vurguladı. Biçer, "Öncelikle Türk işaret dili duyma yetisi olmayan kişilerin el kol jest mimiklerle desteklediği görsel bir dil. Bizim ülkemizde genellikle beden diliyle karışıyor. Beden dili daha çok psikolojiyi öne çıkaran, el formunun duruşundan ruh halinizi anlama gibi bir şey. Oysaki işaret dili sağır kültürünün yabancı dili. Bir Almanca bir İngilizceyle aslında aynı formda. Sadece bu bizim ülkemizde yeni algılanıyor, yeni yeni fırsatlar çıkıyor ve yeni yeni bu farkındalık kazanıyor. Beden diliyle çok farklı. Beden dili işaret dili diyemeyiz," dedi.

İşaret Di̇li̇

Sağır Kültürü Derin Bir Kültürdür

Biçer, sağır kültüründe doğru bilinen birçok yanlış olduğunu da belirterek şunları söyledi: "Sağır kültürü çok çeşitli çok geniş forma sahip. Örnek veriyorum, biz sağır diyoruz ama bilinen bir yanlış sağır dilsiz. Aslında bu kişiler dilsiz değil. İnsanların azını açıp da dili var mı yok mu diye bakanlar da kesim de var. Bunları çok duyuyorum. İşin içersin de olduğum için benim meslekte 10. yılım. Biz bu tür şeyleri çok duydum. Onların dilleri var sadece duyamadıkları için çıkış olmuyor. Yani ağız formu yok. Sağır kültüründe işte sağırlar çok sevdim mi severler. Engel grubu içerisinde sadece sağırlar işitme engelliler. İşitme grubudur. Yani derki ben sağırım engelli değilim. Sen işaret dili biliyor musun? Bilmiyorsun. Ben seninle iletişime ellerimle geçiyorum. Sen benimle iletişime geçemiyorsun. Ne oluyor engelli sen oluyorsun. Oysaki sen sağlıklısın. Konuşabiliyorsun duyuyorsun yürüyorsun ama onlar sana diyor ki engellisin diyorlar. Ama sevdiklerini çok severler."

Sağırlar Kızgın Değil, Kendilerini Anlatamıyor

Biçer, sağırların kızgın olmadıklarını, sadece kendilerini ifade edemediklerini belirtti. Biçer, "Sağırlar çok sevdiklerini severler. Onlar bir kere engel grubunun tek engel grubu sayılmıyor, işitme grubudur. Yani derki ben sağırım engelli değilim. Sen işaret dili biliyor musun bilmiyorsun ben seninle iletişime ellerimle geçiyorum sen benimle iletişime geçemiyorsun ne oluyor engelli sen oluyorsun oysaki sen sağlıklısın konuşabiliyorsun duyuyorsun yürüyorsun ama onlar sana diyor ki engellisin diyorlar." dedi.

Ordu'da İşaret Dili Farkındalığı Oluşmadı

Biçer, toplumda işaret dili farkındalığının hala yeterince olmadığını ve bu durumun engelli bireylerin hayatlarını zorlaştırdığını vurguladı. "Çünkü markete gidiyoruz. Benim çevremde çok tanıdığım genç arkadaşlarım var. Evlenmek istiyor, maddi sıkıntılar çekiyor, iş bulamıyorlar. İşe girseler bile onları anlayan kimse yok. İçlerinde soruyorum seni anlayan var mı? Hayır diyor. Beni anlayan insan yok diyor. Düşünsenize tek başına bu mücadeleyi veriyor. Ya da arkadaşı yok. Tek başına gezmek zorunda. Tek başına oturmak kalkmak zorunda. Bu gibi sıkıntılar da var," dedi.

Ordu'da İşitme Engelliler Derneği İhtiyacı Var

Biçer, Ordu'da işitme engelliler için bir dernek kurulmasının gerekliliğine işaret etti. "Ordu'da işitme engelliler için bir dernek olması gerekiyor. Onların sesi olabilmemiz gerekiyor. Onların sorunlarını dile getirebilmemiz gerekiyor. Bu dernek sayesinde onların sesini duyurabiliriz. Sorunlarını çözebiliriz. Onların hayatlarını kolaylaştırabiliriz," diye konuştu.

İşaret dili eğitiminin önemini vurgulayan Biçer, "Biz bu eğitimleri vererek bu farkındalığı oluşturabiliriz. İnsanlara işaret dilini öğretebiliriz. İşitme engelli insanlarla iletişim kurmalarını sağlayabiliriz. Bu sayede engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırabiliriz," dedi.

ÖZEL HABER/ATAKAN ÖZTÜRK - ZEYNEP TELCİ

Editör: Atakan Öztürk