İlkokula başladığım yılların ilk günlerinde aile büyüklerimden (oğlum oku adam ol, sakın eşek olma derlerdi). O günden tahsil hayatımın son gününe kadar hayret insan okumazsa eşek mi olur diye düşünürdüm. Oku adam ol değiminde bir terslik var gibi geliyor bana en azından bu sözün anlamını tahrip ettiğimizi zannediyorum. Şöyle ki;  sanki adam olmanın okumaktan başka yolu ve çaresi yokmuş gibi bir anlam yüklüyoruz bu söze, adam olmadan okumak ikisinin cehaletini mürekkep hale getirmekten başka bir şeye yaramıyor. Adam olmayışın açığı okumakla kapatılamaz belki ama cahilliğin gitmesine,  malumat sahibi olmasına faydası olur. Bir atasözü vardır: ‘Tahsil cehaleti azaltır, eşeklik baki kalır’. Çok bilen ve çok okuduğunu söyleyen insanların da hataları vardır. Çok okumanın ve öğrenmenin okulu mevcuttur. ADAM OLMANIN Okulu YOKTUR. Adamım diye söyleyenlerden uzaklaştığımız an doğrusunu öğrenme ve adam tanıma şansını yakalarsınız. Adam olmak öyle kolay olunmuyor. Adam olmak için mevcut insanlık kurallarından en iyilerine tam olarak sahip olacaksın. Ayrıca bu herkes için geçerli olmayabilir. Mühim olan kariyeri üstün olan bu toplumda senin adamlığının yeri… Kariyerleri ve de kişilikleri düşük olan toplumda senin adamlığının ölçüsü ne olacak? Çünkü kariyersiz ve de seviyesiz insanların adamlık ölçüleri değişiktir. Bu dünyada herkes adam olamaz. Zira kişiliği ona müsait değildir. Adam olanlarla arkadaş olmalıyız… ADAM OLMALIYIZ. Âlim olmak kolay, adam olmak zordur. Öyküyü bilmeyenimiz yoktur.

Babası oğluna her fırsatta ‘Sen adam olamazsın ‘diyormuş. Olur ya oğlu bir gün gelmiş ülkenin başına vezir olmuş. Hemen babasına haber yollamış. Saraya gelip kendisini görmesini istemiş. Babası da: Ben O’nun babasıyım. O benim ayağıma gelsin demiş. Vezir adamlarına emir vermiş. Babasını yaka paça saraya getirtmiş. Karşısına çıkarılan babasına “Eee… Baba sen bana adam olamazsın der dururdun, bak ben vezir oldum” demiş.

Babası da: “Oğlum ben sana vezir olamazsın demedim ki; ADAM OLAMAZSIN dedim. Eğer sen adam olsaydın yaşlı babanı yaka paça ayağına getirtmezdin” demiş.  Bu hikâyeden de anladığımız gibi okumanın, makamın, mevkicin, şöhretin, ya da paranın insanı insan yapmaya yetmeyeceğini ve okumakla adam olunmadığını ispatlamıştır.

Adamım diyerek etrafta dolaşanlara ithaf olunur… Bence her şeyden önce İNSAN OLMAK LAZIM. Günlük hayatımızda sık sık rastladığımız, hatta dilimizde de gelenek haline gelen bu deyimlerde’’ adam olmak’’ ‘’kalıbına bakınca, seni adam sanmıştım’’ veya’’yavrum seni adam olsun diye okuttuk” “adam olman için kırk fırın ekmek yemen lazım” türünden sözler çok söylenmiş ve duyulmuştur. Saygılı, küçüğünü büyüğünü bilen, hiç kimseyi hor görmeyen, mütevazı, hoşgörülü, dürüst, güvenilir vs. meziyetleri olanlara denir. Bu devirde böyle meziyetlere sahip dört dörtlük insanları bulmak için Galile dürbününe ihtiyaç vardır. Her zaman okumuş, bilgili, mütevazı yani adam gibi insanlara ihtiyacımız vardır.