Eğitimli ya da cahil herkes bölünmeden söz ediyor. Halbuki, ekonomik entegrasyon siyasal toplumun bölünmesini önlüyor.

Tarımsal üretim aşamasında siyasal toplum kolay bölünüyor. Zira ekonomik üretim entegrasyonu yok mertebesindedir. Her yöre tarımla uğraşır. Büyük ölçüde kendine yeterli üretimi yapar ve tüketir. Siyasal toplum bölünse dahi fazla etkilenmez. Sadece yeni efendiler ortaya çıkar.

Tarım toplumunda, üretimin egemen unsuru topraktır. Toprağa sahip olanlar arasında mücadele vardır. Tarımsal üretim aşamasındaki insanlar "otorite boşluğunu" affetmez. İçeriden ya da dışarıdan otorite yok edildiği zaman tarım toplumunda iç savaş çıkar. İç savaş bölünmeyi beraberinde getirir.

Sanayi toplumunda iç savaş çıkmaz. Zira, sanayi toplumunda toprağın üretimdeki yeri önemsiz hale geliyor. İleri sanayi toplumlarında Toprak sahibi olmak adeta külfet haline dönüşüyor. İnsanlar arasında, toprak elde etmek amaçlı mücadele sona eriyor.

Sanayi toplumunda üretim entegrasyonu bozulamıyor. Toplumu oluşturan bireyler, üretimin yapılmasından kazançlı çıkıyor. İşçi çalışıyor maaş alıyor. Patron kar ediyor. Bankacı faiz, emlak sahibi kira geliri elde ediyor.Emekliler sisteme bağlı olarak yaşamını sürdürüyor.

Sanayi toplumunu oluşturan tüm kesimler, ekonomik entegrasyonun getirdiği üretim sayesinde varlıklarını devam ettiriyor.

Sanayi toplumunun üyesi olan herkes ortak aklın küçük hücresi gibi hareket eder. Sosyolojik akıl ortaya çıkar. Sosyolojik akıl bölünmeye karşı prensipler oluşturur. Bu prensiplerin başında "otorite boşluğunu" önlemek gelir.

İstanbul'u ele alalım. Tarımsal üretimin İstanbul ekonomisinde yeri dahi yok. İstanbullu tarla ekip ürün kaldırmayı aklından dahi geçirmiyor. İstanbul, sanayi ve hizmetler sektörü sayesinde yaşıyor. İstanbul'daki üretim entegrasyonun bozulması halinde15 milyon insanın yaşam tarzı çöker. Sadece İstanbul zarar göremez. Avrupa da felaket ile karşı karşıya kalır.

Türkiye sanayi toplumuna dönüştü. Sanayi toplumunun bölünmesine ekonomik entegrasyon izin vermiyor. Bölünme sözü edenler boşuna konuşuyor.