Atatürk ,Cumhuriyeti Türk milletinin hayat felsefesi olarak ortaya koyduktan sonra ,Türk milletinin hedefini çağdaş medeniyetin üstüne çıkmak olarak koydu.Batının öncülüğünü yaptığı çağdaşlık yolunda yerimizi alarak ,öncü olabilmek için çok çalışıp ,sanayi ve teknoloji de ilerlemek.Dünyaya yön verecek fikirler ve buluşların yaratıcısı olan ülke konumuna gelmekti.Bilimsel araştırmalar ve icatların ülkesi olmaktı.Atatürk ,sanayide,teknolojide,eğitimde ve sosyal hayatta ,Cumhuriyet devrimleri ile öncülüğü başlatmış.Çağdaş olmanın ve üstüne çıkacak süreci başlatmıştı.
      Çağdaşlık sürecinin kesintiye uğramasına sebep olan nedenler çeşitlilik gösterse de, temel neden iktidar olup ülkeye yön veren siyasetçilerin ortak özellikleri Atatürk'ün birikim ve vizyonuna sahip olamamalarıdır..... Çağdaş olmayı Atatürk gibi anlayamamalarıdır.
       Çağdaşlık yolundan sapınca, çağdaşlığı Avrupa gibi anlayamadılar. Batının kültürünü ve sosyal yaşantısını ülkeye getirmekle, çağdaşlığı eş anlamlı hale getirdiler. Yetişen bilim adamlarını ülkenin çağdaşlaşması için ülkede tutamadılar. Ülkede çalışmalarını yürüten  bilim adamlarını devlet olarak koruyamadılar.Kazalara veya meçhul cinayetlere kurban verdiler.Yada çalışmalarının önünü çeşitli engellemeler ile kestiler. Bütün bu sürecin sonunda Atatürk Cumhuriyetinin eş anlamı olan çağdaşlıktan hızla uzaklaşmaya ve tasfiye edilmesine seyirci kaldılar. Batının sömürgesi haline getirdiler. Ülkeyi yöneten kadroların meydana getirdikleri sorunları çözmek için iktidara gelen AKP, çözümü çağdaşlıkta tekrar buluşmakta aramıyor. Atatürk Cumhuriyetinin Çağdaşlaşma sürecinin kesintiye uğrayan sebeplerini ortadan kaldırma yönünde uygulamalarından yana görünmüyor. Tam tersine özelleştirme yaptırımları ile Batının liberal sömürge sistemine hizmet eder oluyorlar. Liberal sömürgeyi, Türk milletinden, inancı kullanarak görünmez, algılamaz hale getiriyorlar. Çağdaşlaşma yapılanmaları yerine, Osmanlıcılığı dayatarak yoluna devam etmek istiyorlar. Unutmayalım ki dünya siyasal tarihinde, sistemler çağdaş gelişmelere uygun biçimde şekillenmektedir. Osmanlı feodal sistemi, Atatürk Cumhuriyeti ile milli kapitalist sisteme dönüşmüştür. Kapitalist sistem, sosyalist sisteme zamanı gelince dönüşür. Ama Kapitalist sistem kendinden önceki feodal sisteme dönüşmez. İktidar sistemi Osmanlıcılık adına, İslam faşizmine dönüştürüyor görünüyor. İslam faşizmin gelmesine verdikleri oylarla destek olan müminler, faşizmi tanırlar ama iş işten geçmiş olur. Müminliği, dincilikle eş değer sayanlar gerçeklerle yüzleştiklerinde sığınacakları çağdaşlığı kaybetmiş olurlar. Çağdaş yolda olanlarda istemeye. istemeye İslam faşizmini yaşamak zorunda kalırlar. Bugün Avrupa'nın  çağdaş ülkeleri, geçmişte faşizmi yaşadıkları için faşizme giden kapıları kapatmışlardır. Çağdaş olmayı, Batı gibi anlamadıkça, Atatürk Cumhuriyetini de anlayamayız. Saygılarımla.