Kur'an'da kandil konusunda herhangi bir hüküm yok. Esasen Islamiyetin temel felsefesinde "somutlaştırma" yok. Bu nedenle, Hz. Peygamberin resimleri dahi görsele konu edilemiyor.
Diğer dinlerdeki gibi İslamiyete "kutsal mekan, kutsal kişi ve kutsal zaman" kavramları dahil edilmemiş. İslamiyetin evrensel büyüklüğü de buradan kaynaklanıyor.
İslamiyette kutsal zaman olarak, sadece "Kadir Gecesi" var. Kur'anın indiği gece olması nedeniyle "insanlara müjdeli haberin anımsanması" hatırlatılıyor. Kadir gecesi dışında herhangi bir zaman diliminin kutsiyetine ilişkin hüküm yok.
Kandiller, kutlu doğum haftası, mübarek günler, kutsal topraklar gibi kavramlar nereden çıkıyor?
Üç nedeni var. Birincisi sosyolojik, diğerleri siyasi ve ekonomik dir.
Sosoyolojik olarak insanlar birbirleri ile ilişki kurma ihtiyacı duyuyor. Birbirlerini arıyor ve hal hatır soruyor. Akrabalar arasında daima sorunlar olur. Birbirleri arasında meydana gelen soğukluğu kaldırmak gerekiyor. Kutsiyet atfedilmiş belli günler, ilişkileri yumuşatmaya fırsat yaratıyor. Dinin önemine istinaden "kutsal zamana" ihtiyaç duyuluyor.
Ekonomik olanı ise daha mühim. Din adamları, ekonomiye hiç katkı sunmadan karşılıksız para kazanıyor. Her ne kadar Kur'an "para ile din hizmeti verilmesini yasaklamış" olsa dahi, din adamları bedavadan para kazanmaktan vaz geçmiyor. Din hizmeti vererek alınan paranın haram olduğunu kendileri de biliyor. İş yapıyormuş gibi görünmek amacıyla hizmet sürelerini artırıcı kutsal zamana ihtiyaç duyuluyor. Din adamları kendilerini önemsetmek amacıyla kutsal zamanlar icat ediyor.
Bir de siyasi cephesi var. Eğer bir ülkede din kullanılarak siyasi egemenlik kazanılıyor ise felaket beraberinde geliyor. Sadece kutsal zaman değil, kutsal mekan ve kutsal kişiler yoluyla din istismarı önlenemiyor.