Uluslar arası politikanın temel dinamiği "çıkar ilişkisine" dayanır. Ünlü İngiliz Kraliçesi Victoria "İngiltere'nin sürekli dostları ve düşmanları yoktur, sürekli çıkarları vardır" diyordu. Bu anlayış günümüzde de devam ediyor.
Çıkar çatışmasına rağmen, oluşan ittifaklar Suni nitelik taşıyor. Suni=yapay ittifaklar kırılgan oluyor. Türkiye'nin Batı ile yaptığı ittifakların tamamı bu niteliktedir. Batı ile Türkiye'nin çıkarları bağdaşmıyor. Tarihin derinliklerinden gelen Haçlı ruhu değişmiyor. İttifakın ekonomik, askeri ve siyasi mahiyet taşımasının önemi yok.
Türkiye ile İran sınırı, 1639 tarihli, Kasrı Şirin Anlaşması ile çizildi. 4 asra yakın, değişmeyen bu sınır iki ülkeyi "Doğal Müttefik" durumuna getirdi. Ne İran ne de Türkiye mevcut sınırlara dokunmayı aklından bile geçirmiyor.
Batı İran'a ambargo uyguluyor. Ambargoyu Türkiye deliyor. Batı merkezli yayın kuruluşları, İran'ı her platformda aşağılıyor. Geleneksel Şii-Sünni ayırımı esas alınarak "düşmanlık" yaratılıyor. Ancak, Doğal İttifak bozulmuyor.
Doğal Müttefikler "yazılı anlaşma olmadığı durumlarda dahi" bir araya geliyor ve uluslar arası sorunlara çözüm üretiyor.
Nitekim Suriye ve Irak konusunda,Türkiye ile İran anlaştılar. Bu anlaşma sayesinde Suriye'de akan kanın durması sağlanabildi. Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğü korunabildi.
Amerika ile Türkiye arasındaki ittifak, suni nitelik taşıyor. Suni, diğer bir deyimle yapay ittifaklarda, ortak düşmana karşı işbirliği esası vardır. Batı ile Türkiye arasındaki Nato ittifakı'nın ortak düşmanı "Sovyetler Birliği" idi. 1990 yılında Sovyetler dağıldı. Ortak düşman ortadan kalktı.
Ortak düşman izale edildiği zaman Suni İttifak yaşamaz. Askeri entegrasyon ve istihbarat bağımlılığı bir süre devam eder. Fakat sonunda bozulur. Zira, çıkar çatışması önlenemez.
Nitekim Amerika, Türkiye'nin Nato'da müttefik olmasını umursamıyor. Türkiye düşmanı çetelere silah veriyor. İngiltere'den devir aldığı, Orta Doğuyu karıştırma politikası devam ediyor.
Suni ittifaklar bozuluyor. Doğal ittifaklar yaşamaya devam ediyor.