Türk ekonomisi yeni bir aşamaya geldi. Eskiden moda olan dükkan işleri sonlanıyor. Büyük mağazalar dönemi başlıyor. Sebep ise tamamen maliyetlerden kaynaklanıyor.
Rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisi maliyet artırıcı unsurları yok ediyor. En düşük maliyet ile üretici ile tüketiciyi karşı karşıya getiriyor. Birden çok tüketim mallarını aynı anda tüketiciye sunan "Büyük Mağazacılık Sistemi" ürün başına maliyetleri minimuma indiriyor.
Bu sistem önce Amerika'da yerleşti. Wall Mart adındaki büyük mağaza "daha ucuza satan var ise aynı malı bedava veriyorum" kampanyası başlattı. Dünyanın en büyük işletmesine dönüştü. 15-16 Km.lik mesafeyi kapsayan etki sahasında hiç bir küçük esnaf yaşama şansı bulamıyor.
Benzer durum İstanbul'da başladı. İstanbul'un her köşesine AVM'ler açılıyor. Oto park sorunu yok. İstenilen kalite ve kantitede mal bulunabiliyor. Üretici ile tüketici en düşük maliyet ile karşı karşıya geliyor.
Maliyeti yüksek kalan dükkanlar tek ya da az çeşitte ürün satıyor olmanın getirdiği maliyet yükünü fiyatlara yansıtamıyor. Yüksek kiralar nedeniyle dükkanlar kapanıyor. Bunların başında Beyoğlu'ndaki İstiklal Caddesi ve Kapalı Çarşı ile Kadıköy Bağdat Caddesi geliyor. Kapanmalarının en önemli nedeni yüksek kiralar. Esnaf bu kiraları ödeyemiyor.
Turizme yönelik daralmadan söz edilse dahi, meselenin özü maliyetlerden kaynaklanıyor. Ulaşım ve oto park sorunu da önemli bir faktör. Zira orta sınıf tüketiciler araçları ile alışverişe gidiyor. Oto Parkı olan yerleri tercih ediyor. AVM'ler bu işin bilincindeler. Mağazalara ayrılan sahadan daha geniş bir alanı otopark olarak düzenliyor.
Türk ekonomisi üretici ve tüketiciyi en az masraf ile karşı karşıya getiren yeni bir aşamaya doğru evrimleşiyor. Bu evrime ayak uyduramayanları ekonomi affetmiyor.