Kovit 19 salgını yüzünden, dünya ekonomisi küçülüyor. Sadece iki ülke büyüdü. Birincisi Çin, ikincisi Türkiye.

Türkiye ile Çin büyümesi arasında fark var. Türkiye, cari açık vererek büyüyor. Çin, cari fazla vererek büyüyor. İki ülke arasındaki fark, tasarruftan kaynaklanıyor. Çin, çok tasarruf ediyor. Türkiye ise, aşırı tüketiyor.Kaynakları israf ediyor. Gereksiz yatırımları finanse ediyor.

Ekonomik anlamda, ülkeler cari açık vererek de büyür. Büyüme demek, bir önceki yıla göre, üretilen mal ve hizmetlerde meydana gelen katma değerlerdeki artış demektir.

Daha önceki, büyüme yazılarımda, Türkiye'nin pozitif büyüyeceğini ifade etmiştim. Zira, Eylül 2020 ayından beri ''kapasite kullanım oranları'' artıyordu. Oran sonunda yayınlandı. Yüzde 1,8 büyüme oranı gerçekten olumlu ve yüksek. Yükseklik, göreceli bir kavram, İngiltre'ye göre, yüzde 9 fark ediyor.

Ülkemizde sorun, büyümenin halka yansımıyor olmasıdır. Büyüme var fakat, geniş halk kitlelerinin geliri küçülüyor. Haklı olarak vatandaş ''bu ne biçim büyüme'' diye soruyor.

Her büyüme, istihdam artışına neden olur. Yeni işe girenlerin ücreti ile bunların yarattığı katma değerler işveren arasında bölüşülür. İşsizlik olan ekonomide büyüme sabit gelirliye yansımaz. Yansıyabilmesi için, işsizlik oranının ''Doğal işsizlik olarak tanımlanan yüzde 4 seviyesine düşmesi'' gerekiyor.

Sıkıntı enflasyondan kaynaklanıyor. Enflasyon bir çeşit vergidir. Sabit gelirlinin, satın alma gücünü düşürüyor.

Her zaman söylerim. Türkiye'nin ekonomik potansiyeli yüksek. Bu avantajı kullandığımız taktirde, Türkiye, Orta Doğunun Almanyası olabilir. Yeterli ve gerekli şart, devletin ve milletin tasarruf etmesinden geçiyor.