Ekonomi "dinamik denge" ile hareket halindedir. İçeriden ya da dışarıdan ekonomiye müdahale yapıldığı zaman dinamik denge yeniden kurulur ve yeni kurulan dinamik denge yoluna devam eder.
Milli hasıla hesabında iki eşitlik vardır. Bir tarafta üretilen katma değerlerin toplamı yer alır, diğer tarafta bölüşümü ifade eden toprak rantı, faiz, kar ve ücretlerin toplamı yer alır.
Milli gelir hesabı basit olarak;
p(a+b+c+....n)= Ücret + Faiz + Kar + Toprak Rantı
Şeklinde yazılabilir.
(Eşitliğin solundaki a,b, c,...n ifadesi üretilen mal ve hizmetleri, p ise onların fiyatını gösteriyor)
Ekonomik müdahale yöntemleri bellidir. Genellikle üretim faktörlerinin bölüşümden aldığı paylar üzerine müdahale yapılıyor. Bunlar; sermaye faizi, müteşebbis karı ve emeğin ücretidir.
Son üç yıldan beri Türk ekonomisine sürekli müdahale edildi. Faiz lobisi adı altında reel faizler negatif tutuldu. Merkez Bankası politika faizi, piyasa faizinin altında kaldı. Merkez bankasının yarattığı likidite bankalar tarafından piyasa faizine aktarıldı. Kamu kaynakları ile bankalar karlı hale getirildi.
Reel anlamda piyasa faizinin LIBOR'un altında kalması nedeniyle dışarı doğru sermaye akımı önlemedi. Ödemeler dengesi açık verdiği için kurlar sürekli yükseldi. Kur yükselmeleri beraberinde enflasyonu çift haneli rakamlara taşıdı.
Kur artışı nedeniyle, dolar cinsinden ücretler düştü. Döviz kredisi kullanan şirketlerin blanço pasifleri yükseldi ve karları azaldı.
Karları azalan bir ekonomide yatırımlar beklemeye giriyor. Yatırımlar beklediği zaman ekonomik büyüme düşüyor. İşsizlik artıyor. Enflasyon reel ücretleri düşürüyor.
Yukarıdaki formül ile ifade edilen ekonomik dengeler gecikerek kuruluyor. Gecikme 6 ay ile bir yıl arasında değişiyor. Son bir yıl içerisinde döviz kurundaki yüzde 40 artış yeni yeni fiyatlara yansımaya başladı.
Yanlış ekonomi politika nedeniyle; ekonomik dengeler daha yüksek fiyat, daha düşük kar ve daha düşük ücret seviyesinde yeniden kurulacaktır.
Sabit gelirlileri zor günler bekliyor.