Her ekonominin ÜRETİM=TÜKETİM dengesi vardır. Toplumlar ürettiklerinden daha fazlasını tüketemezler. Tüketirler ise, borçlanır. Borçlanan toplumlar, gelecekteki tüketimini bu günden yaptıkları için, bedelini gelecek kuşaklar öder.

Ürettiğinden daha az tüketen toplumlar tasarruf eder. Tasarruf edebilen toplumlar, torunlarına daha parlak, ekonomik gelecek bırakır.

Toplumun dinamizmi, gelişme üzerine kurulmuştur. Gelişme, ekonomileri tasarrufa mecbur bırakır. Toplum gönüllü tasarruf etmez ise, ekonomik kurallar, fiyat mekanizması yoluyla, insanları tasarrufa mecbur eder.

Türkiye'de yaşanan sorun budur. Türk milleti, yıllardan beri ürettiğinden daha fazla tüketti. Nedeni ise, lüks tüketimin toplumsal değer (moda) olmasından kaynaklanıyor. Çocuklar dahi, marka peşinde.

-Herkesin elinde bilgisayarlı cep telefonu var. Sanki holding idare ediyor. 2018 yılında, yurt dışına telefon için ödenen para 15 milyar doları aşıyor. Cari açığın yarısı buradan geliyor.

-Elinde biraz parası olan ithal malı lüks araba satın alıyor. Herkes, lüks ev ve eşya peşinde. Mütevazilik kayboldu. Aile toplantılarında, gösteriş ön plana geçti. Lüks tüketim adeta gelenek haline dönüştü.

-5 yıldızlı otellerin şimdiden dolduğu söyleniyor. Vatandaş ''bu dünyaya bir daha mı geleceğim deyip'' borç alıyor ve tatil yörelerinde keyif yapıyor.

-30 binden fazla öğrenci, yurt dışında okuyor. Kişi başına yıllık ortalama 50 bin dolar harcanıyor. Lisandan başka öğrendikleri bir şey de yok. 1,5 milyar dolar uçup gidiyor.

-İki milyon kişi hacı olmak için sıra bekliyor. Kâbe’ye gidip, şeytan taşlayacak. Bedelini millet ödeyecek. Farkında dahi değiller.

-Bir de hesapsız yatırımlar var. 5 yıl önceden beri inşaata yatırım yapmayın diye uyarıyorum. Duranlar kurtuldu. Duramayanlar bedel ödüyor.

-En büyük israf devlette var. Gereksiz yere saray yapıyor, lüks uçağa binmeyi marifet sayıyor. Gösteriş için cami yapıyor. Gelirinden fazla harcıyor. Bütçesi açık veriyor.

Açık veren bütçeye rağmen, yöneticileri halk tekrar seçiyor. Bedelini de enflasyon, pahalılık ve işsizlik olarak ödüyor.

Ekonomi acımasızdır. Yanlış yapanları cezalandırıyor.