Emperyalizmin amacı, ülkelerin ürettiği katma değerlerine el koymaktır. Katma değerleri ele geçirmek için ülkeleri işgal etmeye gerek kalmadı. Ekonomik enstrümanlar, soygunu gerçekleştirmeye yetiyor. Bunların başında merkez bankası geliyor.

Ülkenin merkez bankası ele geçtiği anda, ekonomik sömürü başlamıştır. Zira merkez bankaları kaşılıksız kağıt para basarlar. Basılan her birim kağıt paranın piyasaya sürülmesi sırasında, karşılığının ekonomik değer ile ödenmesi gerekiyor. 

Merkez bankaları, bankaların bankası olarak görev yaparlar. Bankaları kontrol ederler. Para basarlar. Basılan kağıt paranın maliyeti yoktur. Para piyasaya bedava verilmez. Sermaye ve para piyasaları ile karşılığında faiz ödenir. Ne kadar çok para basılırsa, o kadar çok kar edilir.

Ancak, para basmanın da sınırı ve formulü vardır. Bu sınır aşıldığı zaman, daha fazla paranın piyasaya sürülmesi enflasyon yaratır. Formülü Fisher adında ünlü ekonomist kurmuştur. 

Para Miktarı x Paranın Dönüşüm Hızı= Fiyatlar x Üretim

Paranın dönüşüm hızı kolay değişmez. Üretilen mal ve hizmetlerin miktarı, ekonomik büyümeye bağlı olup sınırlıdır. Artan para miktarı, üretim artışına tekabül edenden fazla ise fiyatlar artar. Enflasyon dediğimiz ekonomik sorun ortaya çıkar.

Merkez bankasını kotrolünde tutan güç, bu sınırlar dairesinde ülkenin ekonomik artıklarını elinden kolayca alıyor. Bu nedenle, merkez bankası Devlete ait olmalıdır. Merkez bankasını kaybeden devletler, emperyalizmin oyuncağı oluyor.

Türkiye Cumhuriyet Merke Bankası unvanının, Cumhuriyet kelimesinde (i) iyelik harfi yoktur. Nedeni 1930 da kuruluş aşamasında, TC Merkez Bankasının Devlet Hissesi yüzde 15 idi. Kalanı, yabancı bankerlere ait idi. Bu yüzden Cumhuriyet kelimesinin sonuna İ harfi konulmadı. 

Kurulduğu tarihten itibaren, yabancı bankerin sahibi olduğu TC Merkez Bankası, lirayı basıyor. Bastığı lirayı Devlete borç veriyor. Devlet vergi toplayıp, kendi parasını kullanmanın bedelini faiz olarak ödüyordu.

Böyle gidemezdi. 1970 yılında Rametli Süleyman Demirel ''Merkez Bankasını'' millileştirdi. Fakat, şapkasını, bir kaç kez aldı-gitti geldi. Geri almak için çok uğraştılar. Turgut Özala ve Kemal Dervişe görev verdiler. Ancak, Rahmetli Demireli aşamadılar.