Federasyon devlet yapılanmasıdır. İç işlerinde bağımsızlığı, dış işlerinde birlikteliği amaç edinir. Ancak, bu yapılanma ırk, din ve mezhep ayrıcalıkları üzerine oluştuğu zaman, ülkenin bölünmesi kaçınılmaz oluyor.
Rahmetli Demirel'e, 1986 yılında yayımladığım "Devlet ve Politika" isimli kitabı hediye etmiştim. Kitabın başlığına bakar bakmaz "Hoca Federasyon hangi sayfada" diye sordu.
Hemen sayfayı açtı. Odaya bir sessizlik çöktü. Dikkatlice okudu. Okuduktan sonra, gözümün içine bakarak "bu federasyon işi beni yoruyor" dedi.
Herkes meseleyi anlamıştı. Türkiye'nin en önemli sorunu Üniter yapının bozulmasından kaynaklanıyordu. PKK terörünün, sonunda "federasyon dayatması" ile Türkiye'nin karşısına çıkacağını ve tedbirli olunması gereği üzerinde durduk.
Aradan 32 yıl geçti. Sorun aynen devam ediyor. Batı, Türkiye'yi bölmek amacından bir adım taviz vermedi. Son günlerde "federasyon" tartışılıyor. Deneyimsiz ve tarihten ders çıkaramayan vekiller "Batı'nın oyununa" alet oluyor.
Ülkeleri bölmenin yöntemleri var. Öncelikle, içerideki ırk ve mezhep ayrıcalıkları esas alınıyor. Kargaşa yaratılıyor. Kültürel bilinç aşılanıyor. Federal yapı oluşturuluyor. Üniter yapı bozuluyor. İkinci aşamada, federasyonlar, küçük devletler olarak ortaya çıkıyor.
Ülkeleri bölmede, bu bir metoddur. Bu metoda "ülkeleri federasyona ayırarak bölme yöntemi" deniliyor. Zira federal yapı, bölünerek sonuçlanıyor. Fiili durum Yugoslavya'da yaşandı.
Türkiye "vatana ihanet suçunu" yeniden tanımlamak zorunda. Bu tanıma "federasyon kelimesini kullanan herkesi" dahil etmek gerekiyor. Zira, federasyon ülkeyi bölmede önemli bir yöntem olarak kullanılıyor.
Batı'nın yüz yıl önceden kurguladığı, Türkiye'yi bölme politikası devam ediyor. Türk Milletinin çok dikkat etmesi gerekiyor.