Aile, şirket ve devletler arasında mevcut ortaklık güven kaybettiği zaman, ilişkilerin düzelmesi sözde kalıyor. Çıkar çatışması sosyo-ekonomik ilişkileri bozuyor.
Sn. Cumhurbaşkanı ABD'yi ziyaret ediyor. Gündem ABD'nin Türkiye düşmanlarına silah veriyor ve destekliyor olmasıdır. Kapalı kapılar ardında gündemin tartışıldığı muhakkak. Ancak, Türk Kamu Oyunu aydınlatıcı bilgi sunulmuyor.
Başkan Trump "Türkiye ile iş birliğine önem verdiğini, DEAŞ ve PKK ile mücadelede Türkiye'nin yanında olacağını" ifade ediyor. Fakat, PKK'nın Suriye kolu PYD hakkında hiç bir söz söylemiyor.
Bu davranış tipik Amerikan politikasıdır. Amerika "mevcut sorunların hiç birini çözmez, aksine var olan sorunları derinleştirir"
Amerikan'ın uzun vadeli siyaseti bellidir. Amerikalı siyaset kurucular "Böl ve Yönet" siyasetinden asla vaz geçmezler.
Bankerler "dünyayı küçük devletlere bölerek" ekonomik egemenliğin, siyasal egemenlikten öne geçmesini planladılar. Bankerler "dolar egemenliği" ile dünyayı idare etme ihtirasından vaz geçmiyor. Ülkeler küçüldükçe, dolar egemenliği siyasal egemenliği yok ediyor.
Bu plan yıllardan beri uygulanıyor. Hangi ülkede iç sorun var ise "provake ediliyor, amaç doğrultusunda" kullanılıyor.
Allah bizi dost görünen düşmandan korusun. İşimiz zor görünüyor.