Ankara Belediye Başkanı ''Hukuk yoksa ekonomide yoktur'' diyor. Bu söylem, 1986 yılında yayımladığım ''Devlet ve Politika'' isimli kitabımın ana temasını oluşturur.

Yıllaran beri ekonomilerin ilerlemesi ve kalkınması için ''Hukuk Devleti İlkelerinin uygulanmasını'' talep ediyorum.

Neden hukuk devleti?

Bu soruya cevap çok kolay. Sanayi toplumu, sermaye ile üretim yapan toplumdur. Tarım toplumuna benzemez. Tarım toplumunda üretim toprak ağırlıklıdır. İnsnlar topraktan fazla uzaklaşamaz. Toprağa bağlı olarak, yaşam biçimi oluşur ve gelişir.

Sanayi toplumunda ise, emek ve sermayenin mobilizasyonu başlar. Sermaye olmadan fabrika kurulamaz. Fabrika kurulmadan, sanayi toplumuna geçilemez. Nereye fabrika kurulur ise oraya, emek akımı başlar. Köyler boşalır. Yeni şehirler kurulur.

Sermaye hareket halindedir. Türkiye'de ve dünyada istediği yere gider. Sermayeyi, idari metodlar ile bir yerde hapsetmek imkansızdır. Sermayenin milliyeti de olmaz. Kendini güvende hissetmez ise, ülkesini terk eder. Güvenli yerlere gider. Oralarda yatırım yapar.

Türkiye sanayi toplumuna geçti. Bu geçişte, kısmen hukuk devleti ilkelerinin uygulanması ı yatıyor. Her ne kadar, Türkiye ''Sermaye Güvenlik Limanı'' kuramamış ise de, etrafındaki ülkelere göre, nisbi bir ilerleme var.

Türkiye ''Sermaye Büyümesi'' ile büyüyor. İşsizliği olan bir ülkede, her sermaye girişi yatırımları artırıyor. Sermaye büyümesi, kritik noktadan sonra emeğin verimliliğini de artırcak. Verimlilik artışı ücretlerin yükselmesine olanak tanıyacak.

Türkiye, bu gerçeği bilmeli ve SERMAYE GÜVENLİK LİMANI kurmalıdır. Böyle bir limanın kurulması için, İstanbul Ataşehir'de inşaatı bitmek üzere olan FİNANS MERKEZİ fırsat olarak duruyor.