Türkiye, meşru hükümetin daveti üzerine, Libya'ya asker gönderdi. Gayrimeşru güçleri geri püskürttü. Bu başarı Arap ülkelerinin, Türkiye karşıtlığını ortaya çıkardı. Müslüman Araplar, Fransa ile birlikte Türkiyeye karşı çıkıyor. 

Siyasi iktidar, yıllardan beri her platformda, Arapları destekliyordu. Siyasal İslamın bayraktarlığını yapıyordu. Son günlerde ortaya çıkan uluslararası sorunlar Müslüman arapların, Müslüman Türkiyeye karşı düşmanca tavır sergilemesi, hayal kırıklığına neden oldu.

Ancak, Tarihe bakıldığı zaman, sonucun sürpriz olmadığı anlaşılıyor. Müslümanlar arasındaki ayrılığın kökeninde, MEZHEP farklılığı ile Arapların MEVALİ anlayışı yatıyor.

Emevi döneminde, İranlılar devlet idaresinden dışlandılar. Bin yıllık tarihi geçmişi olan Farsların devlet yönetiminden dışlanması onları Şii Mezhebini tercih etmelerine neden oldu. 1400 yıldan beri İranlılar Şii ve Sünni ayrıcalığını devam ettiriyor. Şiilerin ve Sünnilerin bir araya gelmesi mümkün görünmüyor.

Sünni Müslümanlar arasında da ayırım var. Araplar ''İslam Araplara ve arapça inmiş bir dindir, sonradan Müslüman olan başka milletler Mevalidir'' diyor. Emevi döneminde başlayan bu gelenek devam ediyor.

Mevali anlayışını fark eden, başka milletler araplar ile birliktelik sürdüremiyor. Zira, Mevalinin malı, canı, parası, karısı, kızı Araba helal sayılıyor. Eşitlik anlayışının bozulması, Arap kökenli Milletler ile diğer Müslümanların birlik kurmasını önlüyor.

Daha bu yıl Mart Ayında Suudi Müftüsü ''Türkler Mevalidir, İslamı temsil edemez'' diye fetva verdi. Bu fetvayı duyan Araplar, Türklere karşı durmakta beis görmüyor. 

Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye ve BAE, Türkiyeye karşı oluşan ülkelerden taraf oluyor ve Türkiye aleyhine işleyen uluslararası siyasete katkıda bulunuyor. 

İslam Birliği kurulamıyor.