Nüfusu hızlı artan Türkiye'de işsizlik sorunu hiç çözülemedi. Zira, bir kişiye iş vermek için 150 bin dolarlık yatırım yapmak gerekiyor. Yatırım ise, sermaye bulmadan gerçekleşemiyor.
1960 lı yıllarda, Türk insanı köle gibi Almanya’ya gönderildi. Karaköy’deki iş bulma kurumunda, Almanya’ya gideceklerin sağlık kontrolünü Alman hekimler yapıyordu. Tıpkı köle tacirleri gibi, adayların dişlerine dahi bakıyordu.
Almanya’ya ilk gidenler en kötü işlerde istihdam edildiler. Çoğu ülkeye dönemeden öldü. Dönenler ise fazla yaşayamadı. İşsiz kalmanın bedelini, ülke insanı, onurunu ayaklar altına alarak ödüyordu.
Almanya'da halamı ziyarete gitmiştim. Münih’te bir hastanede çalışıyordu. Röntgen odasında istihdam ediliyordu. ''Hala burada radyasyon var kendini korumalısın'' diye uyardım. Halam bana ''radyasyon ne ki'' diye sordu. Genç yaşta hayata veda etti.
İşszlik hayati bir sorundur. İşsizin boşta kaldığı zaman, bir daha asla yakalanamaz. Hem kişi ve hem de toplum, boşta geçen zamanın bedelini öder.
Şu anda 4,5 milyon insanımız iş arıyor. İşsizliği çözmenin yolu, daha fazla sermaye bulmaktan geçiyor. Zira yeni iş yeri açmadan, ilave insana iş verilemiyor.
İlginç bir ülkede yaşıyoruz. İşveren, işçiye iş verdiği zaman ilave maliyete maruz kalıyor. Zira, işçi başına işveren payı altında ilave prim ödüyor. İlave maliyet, daha az emek istihdamı olarak sonuçlanıyor.
Türkiye, işsizlik sorununu çözecek yeni bir istihdam programı yapmak zorunda. Zira, işsizlik insan onuru ile bağdaşmıyor. Sosyo-ekonomik sorunlar yaratıyor.