(İşsizlik  açılımı  şart )

Türkiye uzun süredir siyasi açımları konuşuyor. PKK’lı teröristlerin aman bilmez saldırıları bir de moda haline gelen bugün bütün dünyayı saran corana virüs hepimizin başına dert ve bela olması dolayısı ile işsizlik büyük problemler yarattı.’Türkiye de  önceliğin ‘’EKONOMİ ve İŞSİZLİK ACILIMI’’olması gerektiğini düşünenlerdenim.Ekonomi politikaların ve siyasetçilerin daha doğrusu iktidarların  hedefi ,halkın refah ve mutluluğudur. Halk işi ve aşı olursa mutlu olur. Ayni zamanda mesele KARIN DOYURMAK MESELESİ de değil Bütün bunları çok yönlü olarak düşünmek lazım.Sokaktaki esnaf ve insanların yüzündeki ifadeye bakarsanız insanlarımızın ne durumda olduklarını anlarsınız.Kömür,pirinç , para ve boş buzdolabının işe yaramadığı gibi alamayanları da tembelliğe alıştırarak oturup şükürler olsun diyorlar.Diyorlar da…. Her ay Gazete ve Televizyonlarda işsizlik rakamları açıklanıyorsa sorumlular bunu olağan kabul ederek, A.B.D. ‘ de de bu durumlar var diyorlar. Keşke A.B.D. ‘deki olanaklar bizde olsa da hep beraber âmin desek. İşi olanlardan bazıları AH! VAH! Çekiyor ama işsizliğin ne demek olduğunu bilenler ve işsizliğin ızdırabını yaşayanlar ile ilgilenenler yok. Nasıl olacak ki ? Şimdi seçim zamanı değil, geçim zamanı. Çünkü işsizlik sorunu nasıl çözülecek? İşsizlere kim iş bulacak? İşsizler iş buluncaya kadar nereden aş bulacak? Anlaşılıyor ki işsizlik durumu şimdilik devam edecek. 3 milyon 267 bin kişi evine daha doğrusu çoluğuna çocuğuna aş götüremeyecek. Gerçekçi olursak hepimizin bildiği gibi iş arayanlara iş bulmak çok zor. Bütçe ve CARİ AÇIK sorunu  bahane edilerek işten haklı veya haksız çıkarılanların sayıları arttı. Özel sektör kurumları masraflarını azaltma arayışında.  ,Devletin de işçi alma imkânı yok. Zira onların da şahsi masrafları çok… Bu işsizlik insanlığın kaderi gibi gözüküyor. Yarın çocuklarımız değil de torunlarımız ‘ bizim BU EKONOMİYLE bir arada yaşamaya alışmamız gibi’ ‘işsizlikle bir arada olmaya ve yaşamaya hazır olsalar iyi olacak’ . Buna sevinmeleri mi lazım, yoksa üzülmeleri mi ? O başka mesele 1 milyona yakın ÜNİVERSİTELİ iş arıyor. İlkokul mezunlarının ise çoğu da boşta… Kendisini esas olarak işiyle tamamlamış, kimliğini işinin üzerinde inşa etmiş, özgüvenini işiyle sağlamış bütün bu sosyal ilişkilerini işinin çevresinde örmüş, kendini orada gerçekleştirmiş başarıyı sadece orada tatmış.  Yirminci yy. bireyinin ( işsizin) işsiz kaldığında nasıl sudan çıkmış balığa döneceğini, nasıl hayatımızın altüst olacağını tahmin etmek hiç zor değil.

İnsanlık yeni bir barbarlık çağına girmeyi kabul etmeyecekse eğer , 21. yy.’ın  bu çalışkan  üretkenliği çok yükselen dar bir üretici kesimle , üretici olma imkanlarını kaybetmiş genç kesimler arasındaki çelişkiyi Barışçı ve insan olmaya yaraşır biçimde çözmeyi başarması gerek. Fakat ne yazık ki bugünkü ekonomik durumlarda çözümün ipuçları henüz ufukta görülüyor. Zira on gençten dördü işsiz ve dolayısıyla yüz kişinin on üç kişisi işsiz. Bu işsizlik oranı Türkiye genelinde  % 18.4 istatistik neticesinde bildirilen yüzdedir. 

Bugün ki ekonomik ve hayat şartlarını göz önüne alarak, ona göre çoluk çocuk yapınız. Hele bu corana virüsten sonra çok çok düşünmek lazım….