Montesquieu'nun dönemi çok geride kaldı. Onun kuvvetler ayrılığı sisteminin gerekçesi"ceberrut Kralların egemenliğine gem vurmak" idi.
Gelişen dünyada yargı, yasama ve yürütme olarak tanımlanan kuvvetler ayrılığı sisteminin önemi kalmadı. Parlamenter sitemde, tek parti iktidarları yürütmeyi öne geçiriyor. Yasa yapma gücü sayesinde, iktidar partisi hem yasamada ve hem de yargıda egemen oluyor.
Bu nedenle modern demokrasilerde, sistem İktidar ve Muhalefet şeklinde denge buluyor.
Henüz Başkanlık sistemine geçemedik. 2019 seçimleri ile geçeceğiz. Geçmiş 14 yıla mevcut iktidar damgasını vurdu.İktidar Partisinin başarısının gerisinde ana muhalefet partisi yatıyor.
Ana Muhalefet Partisi öyle büyük hatalar yaptı ki, iktidar partisinin hiç bir şey yapmasına gerek kalmadı. Özetle denilebilir ki, CHP altın tepsi ile iktidarı AKP"ye sundu ve sunmaya devam ediyor.
Muhalefetin yanlış siyasetini, aşağıdaki gibi sıralamak mümkün.
1. Alevi Partisine dönüşme hatanın en büyüğü idi. Başkanı Alevi, İstanbul teşkilatı Alevi kökenlilerden oluşuyor. Aleviler de bu toplumun asli unsuru. Ancak, siyasi teşkilatta Alevi olmak öncelik olduğu zaman, partinin içi boşalıyor.
2. Ana Muhalefet Partisi milli siyaset ile uluslar arası siyaseti biribirinden ayıramadı. İktidar partisinin hatalarını uluslar arası platforma taşıyarak "iktidara zarar vereceğini" düşündüler. Türkiye düşmanlarına "delil mahiyetinde" koz verdiler.
3. Belden aşağı siyaset uygulandı. Hukukun "masuniyet karinesi" hesaba katılmadı. Siyasi Parti Kurmayları kendilerini "hem savcı ve hem de hakim yerine" koydular. Toplumun tarihten gelen hassasiyetlerine önem vermediler.
4. Ekonomi konusunda "alternatif politika" üretemediler. İktidar partisi o kadar büyük ekonomik hatalar yaptı ki. Ana muhalafet bu hataları değerlendiremedi. Bunların başında iktidarın "faiz sendromu" ve para politikası vardı. Kullanamadılar.
5. Ana muhalefet bu gün dahi "Milli İradenin asli unsuru" olduğunun farkında değil. Lideri adaleti yollarda arıyor. Halkı sokağa çağırıyor. Halkı sokağa çağıran siyasal parti "milli iradeyi temsil ehliyetini" kaybediyor. Anarşist partiler "halkı sokağa çağırarak" siyaset yapar. Türkiye'de HDP bu çağırıyı yapmış ve tutmamıştır. Halkı sokağa çağıran Ana Muhalefetin HDP den ne farkı kalıyor?
6. Halka tepeden bakmak. Geniş halk kitlelerini "cahillik" ile suçlamak. Böyle davranışlar, yarı aydın olmanın sembolü olarak görülüyor. CHP, yarı aydınlar partisi olma hüviyetinden kendini kurtaramıyor. Yarı aydın olmak ise çok tehlikeli. Yarım pilot uçağı düşürür, yarım doktor hastayı öldürür. Yarım siyasetçi "rakibini iktidar" yapıyor.
CHP'liler kendilerinin yarı aydın olduklarının farkında dahi değiller. Zira, Sosyal Psikoloji Bilimi "çoğunluğun doğruları saptamada sağ duyu sahibi olduğunu" ispat ediyor.