Doğada, tarihi ve sosyal olayların tekrar ettiğine dair bir kural var. Geçmişte meydana gelen olayların benzeri, tekrar yaşanıyor. Sosylojik akıl ya da ortak akıl, gerekli tedbirleri almaz ise doğal kural engellenemiyor.

Beni en çok etkileyen Nuh Tufanı olmuştur. Tufan sırasında sosysuzlaşan insan soyu yok olmuş. Kurtulan azınlık insanların kurduğu dünya düzeni sonucu değiştirmedi. İnsanlık zaman içerisinde, tufan öncesi yaşanan soyo-ekonomik yapıya ulaştı. 

Tufanın nedeni kayıtlarda mevcut. Dünyaya yakın geçen bir gezegenin, doğayı ısıtması ile başlayan buzlardaki erime, Nuh Tufanının oluş nedeni olarak Sümer kayıtlarında mevcut. Benzer durum, şimdi yaşanıyor. Nedeni yakın geçen bir gezegen değil. İnsanın kendisi. İnsan, sayısal olarak dünyaya fazla geliyor. Karbon dioksit üretiyor. Üretilen karbon dioksit, doğanın ısınmasına neden oldu. Buzlar eriyor. Önümüzdeki yüz yıl içerisinde, denizler 2 metre yükselecek. Felaket kapıda bekliyor.

Nuh tufanı incelendiği zaman, o dönemde yaşayan İnsanlar, üretimden uzaklaşmışlar. Çalışıp üretme yerine gözleri başkasının malında. Hırsızlık yapıyor. Birbirlerini katlediyor. Doğayı kötüye kullanıyor. Aile kavramı yok olmuş. Çocukların nesebi bilinmiyor. Cinsel tabular kırılmış. Sosyal hiyeraşi yok olmuş. Devlet düzeni, küçük bir azınlığın çıkarına çalışıyor. Mahkemeler bitmiş. Kuvvetli olan kazanıyor. Hukuk düzeninde ideaların yerin para ve güç almış İnsan ve insanlık ideası yok olmuş. Her taraf lağım kokuyor. Bu duruma en çok Tanrı diye tanımlanan Enlil kızıyor. Kardeşi Enki'ye ''bunları yarattın, dünyanın başına bela ettin'' diyerek tenkit ediyor. 

Sümer tabletlerine göre; Sümer tanrıları, bizim anladığımız anlamda tanrı değil. İnsana benzeyen, ölümlü yaratıklar. Gökten inmişler. Teknolojileri ve bilgileri ile insandan üstün. Üstünlükleri nedeniyle tanrı sayılıyor. Oluşacak tufanı önceden ölçmüşler. ''insanları kurtarılmaya değer bulmayarak tufan ile yok olması konusunda'' anlaşmışlar. Kendi aralarında, tufan oluşunca ''yardım etmeyeceklerine dair söz veriyorlar ve yemin'' ediyorlar.

Fakat, Tanrı Enki ''kendi soyundan gelen insanlar'' yok olsun istemiyor. Nuha gemi yapmasını, gelecek tufandan korunmasını söylüyor. Gerisi malum.

Benzer olay yine gerçekleşti. Dünya ısınıyor. Buzlar eriyor ve insanoğlu mutlak sona adım, adım yaklaşıyor. 

İnsan açısından bakıldığında değişen bir şey yok. 

Yaşayan insan, kendi çıkarını düşünüyor. Başka insanları sömürüyor. Başka insanların malını almak için savaşıyor. İnsanları göçe zorluyor. Hak ve hukuk tanımıyor. Üretime katılmadan, başkalarının ürettiğinden pay alıyor. Gelir bölüşümüneki adaletsizlik, tarihi zirveleri gördü. Çalışanlar üretiyor, asaklar üretilenden pay alıyor. Daha da kötüsü, sistemin kötü işleyişi hukuk düzenine bağlandı. İnsanın insana ve doğaya saygı ideası yok oldu. Doğa son hızla tahrip ediliyor. Mutlak sona doğru adım adım yaklaşılıyor.

Modern insanın Tanrı Enkisi de yok. Ancak, Enki bize, bilgiyi ve bilgeliği miras bıraktı. İnsan soyunun devam edebilmesi, bilgiye bağımlı hale geldi. Bilim ise, pozitif eğitim ile elde ediliyor. Bilgi seviyesi yüksek toplumların, gelmekte olan felaketten kurtulma ihtimali yüksek görünüyor.