Toplum üç sınıfa ayrılıyor. Zenginler, yoksullar ve orta sınıf.

Zenginler içinde yaşadığı toplumu hiç düşünmüyor. Topluma sadece nasıl zengin oluruz gözüyle bakıyor. Siyaset, din, iman, milliyetçilik gibi kavramlar zengin olmaları için olanak yaratıyorsa bir mana taşıyor. Bu değerlerin arkasına zenginlik yarattığı sürece saklanıyorlar. En dindar onlar, en milliyetçi onlar, siyasileri baş tacı eden onlar, vergilerden kaçan onlar, askere gitmeyen onlar...

Yoksullar tüm siyasal toplumun yükünü omuzlarında taşıyor. Ücretten başka gelirleri yok. Kira veriyor. Sanayi ve hizmet sektöründe çalışıyor. Askere gidiyor. Şehit oluyor. Vergiler onların omuzunda. İçinde yaşadıkları toplumun ilerlemesi amacıyla var gücüyle çalışıyorlar. Ancak ekonomik olarak bir adım ileri gidemiyorlar. Sistem onların yükselmesini istemiyor. Zira zenginleştikleri taktirde, zenginler gibi tembel olacaklarından korkuluyor.

Orta sınıf ise toplumun direği. Emek geliri var. Kira, sabit ve değişken getirili kıymetlerden geliri var. Toplumun ilerlemesini istiyor. İçinde yaşadığı toplumun tüm sosyolojik değerlerine sahip çıkıyor. Sistemin istikrarlı yürümesi için öz veride bulunuyor. Vergileri veriyor. İsteyerek askere gidiyor. Bürokraside mevki sahibi oluyor. Siyasette halkına hizmet etmek amacıyla hareket ediyor. İnsanlara saygılı ve toplumun ulusal çıkarlarını korumayı kendine görev sayıyor.

Bir toplumda orta sınıf zayıfladığı zaman o toplum çöküntüye doğru gidiyor. Orta sınıf genişlediği ölçüde o toplum istikrar kazanıyor ve ilerliyor.

20. Yüzyılda orta sınıfın genişlediğini görüyoruz. Bunun nedeni Sermaye piyasası. Sermaye sahibi zenginler sahibi oldukları şirketlerin hisse senetlerini halka satarak sermaye mülkiyetinin tabana yayılmasına imkan tanıdılar. Devlet ve şirketler tahvil satarak halka mülkiyet geliri kazandırdılar. Bu sayede orta sınıf gelişti ve medeniyet için ümit oldu.

Günümüz medeniyeti orta sınıf sayesinde demokratik sistemi ve hukuk devleti ilkelerini uygulamak mecburiyetinde kaldı. Zira orta sınıf için adalet kavramı herkese yönelik. Zenginlerde ise adalet ancak kendilerine hizmet ettiği zaman bir mana taşıyor.

Günümüzde farklı aşamaya geçildi. Orta sınıf yok oluyor. Bu durum tüm dünya için geçerli.

Tahvil gelirleri enflasyon oranı kadar dahi yok. Tahvile para yatıran orta sınıf parasını kaybediyor. Şirket karları hızla azalıyor. Hisse senetleri reel anlamda getiri sunamıyor. Zira karlı şirketler borsalara girmiyor. Borsa kotunda hissesi olan karlı şirketler hisselerini geri satın alarak alarak borsadan çıkıyor. Borsalarda parası olanlar sürekli kaybediyor.

Emlak miktarı hızla artıyor. Kira gelirleri, gelir olmaktan çıkıyor. Büyük AVM ler açan zenginler küçük dükkanları yok ediyor.

Orta sınıf yok oluyor. Dünya zenginler ve fakirler olarak ikiye ayrışıyor. Toplumsal sorunlar derinleşiyor.