Sosyal medya'da bazı kişiler "para degeri konusunda" yalan yanlış beyanda bulunuyor. Türk Lirası 1930'larda şu kadar altın alıyordu da bu gün şu kadar altın alıyor gibi. Bunlar yanlış değerlendirmeler.

1944 yılına kadar dünyada "altın para sistemi" geçerliydi. 1944 ile 1972 yılları arasında "dolara endeksli para sistemi" uygulandı. 1972 yılından itibaren "kağıt para sistemi" uygulanıyor. Günümüzde Dolar dahi karşılığı olmayan kağıt paradır.

Her sistemin kendine göre özellikleri var. Altın para sisteminde paranın karşılığı altın idi. 1944 yılında 1 dolar 0,888 gr altın karşılığı para olarak kabul edildi. Anlaşmaya katılan ülkeler paralarını dolara göre tarif ettiler.Ulusal paraların karşılığında dolar var sayıldı. Dolar karılığında altın olduğu için paralar dolaylı olarak altına bağlanmış oldu.

Amerika'da doları özel banka olan FED basar. Fed'in sahibi bankerlerdir. Sayıları bini geçmez.1944 den itibaren Amerikan bankerleri ellerindeki altın miktarından daha çok dolar bastılar. 1965 yılında sisteme Fransa itiraz etti. Fransız Frangı SDR (Özel Çekme Hakları) adında bir paraya dahil edilerek Fransa'nın sesi kesildi. Fakat petrol satan ülkeler dolar karşılığında altın talep etmeye başladılar. Karşılığında yeterli altın olmadığı için 1972 yılında Başkan Nixon "doların altın karşılığını" tek taraflı olarak kaldırdı.

1972 den beri tüm dünya kağıt para sistemi uyguluyor. Dolayısıyla farklı sistemler arasında değer mukayesesi anlamsız. Günümüzde altın kıymetli bir maden. Fiyatı arz ve talebe göre belirleniyor.

Kağıt para sisteminde para değerini belirleyen dört faktör var.Para miktarı, paranın tedavül hızı ve ulusal hasıla. Ulusal hasıla üretilen katma değerler çarpı fiyat ile belirleniyor. Yani F x Q ile tayin oluyor. Para Miktarı M ve Tedavül hızı V kabul ediliyor.MV=FQ formülü ile paranın değeri hesaplanıyor. Bu Formülü Amerikalı Fisher kurguladığı için adına Fisher formülü deniliyor.

F=MV/Q ifadesinde M para miktarı arttıkça Fiyatları ifade eden F yükseliyor.Para değer kaybediyor. Demek ki kağıt para sisteminde paranın değerini para miktarı belirliyor. Zira tedavül hızı kolay değişmiyor. Üretim de kolay değişmiyor.

Ulusal paranın uluslar arası değerini ise "satın alma gücü paritesi denkliği" belirliyor.