Bir şeker Bayramının ardından şeker gibi bir yazı beklenir ama bizim memlekette bunu başarmamız mümkün değildir.  Neden böyle yazıyoruz. ADALET alet aranan veya ADALET için yürüyüş yapılan yerde şeker gibi yazı yazılamaz da ondan öyle diyoruz.
Şeker bayramında iş yok. Hasta yok. Bol bol gazete okuduk. İç açıcı hiçbir şey yok. Umut dolu bir beyanat yok. Ya ne var. Aynı tas ayni hamam. AKP iktidarının hepinizin çok iyi bildiği gibi genişletilmiş karnesi aşağıdadır.
Bir gram altın 18 YTL idi. 142 YTL oldu
Bir çeyrek altın 24 YTL idi. 237 YTL oldu
Bir ABD DOLARI 1,320.000 TL idi. 3.513.000 TL oldu.
İç borç:  95 mil­yar do­lar idi; 12 yıl­da 212 mil­yar do­lar ol­du.
Dış borç:  130 mil­yar do­lar idi; 12 yıl­da 372 mil­yar do­lar ol­du.
Ki­şi ba­şı­na dü­şen borç: 1.963 do­lar idi 12 yıl­da 4.900 do­la­ra çık­tı!
Dün­ya­da ken­di­ne ye­ten 6 ül­ke­den bi­ri olan ta­rım cen­ne­ti Tür­ki­ye; buğ­da­yın­dan sa­ma­nı­na,  etin­den, sü­tün­den pey­ni­ri­ne ka­dar it­hal edi­yor. (*)
 Cumhuriyetimiz kimseden borç almıyor Osmanlının borçları dâhil tüm borçları ödüyor. Paranın değerini düşürmüyor hiç zam yapmıyordu. ( İşte demokrasi ve ADALET budur.)
Buna mukabil 14 Mayıs 1950 gaflet depremi ile başa gelenler borç üstüne borç alıyorlar. Paramızın değerini 4.000.000 defa azaltıyorlar hiç zam yapılamış bir günü bile Türk Milletine yaşatmıyorlar.
Bu duruma gelen bir ülkede bayram olur mu? Olur, ama Türk milleti bu bayramlara çok güzel mizah yapmaktadır. Ve demektedir ki “ Deliye her gün bayram”
Bu bayram Kuran’da yer alan Yüce Müslümanlığın emirlerine uygun geçmemiştir. Kuran’ın ilk emri “OKU” dur. Bu yüce yaratan emrini Yüce Peygamberimiz bir hadis-i Şerif ile açmıştır. Demiştir ki “ Beşikten mezara bilim okuyunuz” Beşikten mezra bilim okunmayan bir ülkede Yüce Müslümanlığın emri olan bayram işte bu kadar kutlanabilir. Ankara’da Yüce Müslümanlıktan anlayan bilen ve uygulayan bir hükümet 14 Mayıs 1950 den sonda hiç gelmemiştir. Ve bu nedenle o tarihten bu yana Cumhuriyetimiz baş aşağı yuvarlanmaktadır. Demokrasi kahramanlarının karnelerindeki sadece“ Döviz” notlarını yazarsak ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Atatürk gününde 80 kuruş olan bir ABD Doları bu gün itibari ile 3.513.000 TL dir. 80 kuruşu bir TL kabul edelim. Bu demektir ki Atatürk gününden bu yana paramız ortalama 3.500.000 defa harici bedhah paralarına ezdirilmiştir. Türk milleti “ BÜYÜK İHANETE” uğramıştır. İşte böyle bir bayramdan sonra yazı yazmak çok zor bir iştir.
Bu bayram bir umut ışığı var. ADALET için yürüyen bir Türk milleti var. Ancak yürüyüşümüzün içini biraz doldurmak gerekir. Açık bütçeler yolu ile 14 Mayıs 1950 den bu yana Türk Milletinin cebinden paraları sofrasından yiyecek ve içecekleri alınmaktadır. Türk milleti ise 14 Mayıs 1950 den bu yana Denk bütçe yapılarak bu işe son verilmesini talep etmektedir. Türk milleti 7 Haziran seçimlerinde AKP ye bu konuda kesin bir ihtar vermiştir. Ama dinleyen yok. 14 Mayıs 1950 de TBMM ni ele geçiren dâhili ve harici bedhahlar inat ve ısrarla AÇIK bütçe ile yola devam etmektedirler. Denk bütçe yapılmadan Türk milletinin cebinden paraları sofrasından yiyecek ve içecekleri alınmasına devam edileceğinden ADALET gelmez. Onun için herkes anlasın ve herkes bir birine anlatsın diye üç defa yazıyorum.
Denk bütçe yapılmadan ADALET gelmez
Denk bütçe yapılmadan ADALET gelmez
Denk bütçe yapılmadan ADALET gelmez
Çünkü Türk milletinin cebinden paralarını sofrasından yiyeceklerini almak demek olan açık bütçelerle ADALET olmaz. Ancak bu bayram umutluyuz. Çünkü bütün Türk milleti ADALET  için yürüyenlerle gönül ve kader birliği içindedir.
Türk milletine ADALET yürüyüşünde başarılar dilenir.
 
(*) Soner Yalçın’ın 28. Ağustos 2014 tarihli Sözcü gazetesindeki köşesinden alınmıştır.