Geçen hafta yazımızın konusu siyasetteki karmaşa idi. Yolumuzun Atatürk yolu olmadığını açıklamıştık. BU gün de bu yolun Yüce Yaratanın vahiy ettiği yol olmadığını açıklayacağız. Ancak önce ne olduğumuzu açıklayalım. Eyyyy… AKP yönetimi biz Türk’üz ve Türk milletiyiz. Türklüğümüz, sizin gönüllerimizden tabelalarımızdan söküp atabileceğiniz bir şey değildir.
Yüce Yaratan yüce peygamberimiz vasıtası ile bize gönderdiği emirleri alt alta ve 100 defa yazalım. Belki bir vakit bulur okurlar ve yola gelirler diyerek
OKU
Beşikten mezara bilim OKU
Bilim Çin’de bile olsa gidip al
Komşun açken sen tok yatma.
 Biz bunları yapıyor muyuz. Bu kurallara uyuyor muyuz? Üzülerek belirtelim ki 14 Mayıs 1950 den bu yana bir gün bile bu kurallara uymadık. Uymuyoruz. Gidiş o gidiştir ki gelecekte de uymayacağız. Türk milletinin başından yönetiminden bu kurallara uymayanlar gider. Padişahlarımız 1600 tarihinden sonra bu kurallara uymadılar SEVR ile gittiler. Tarihteki yerlerini aldılar. 14 Mayıs 1950 den sonra gitmeyenler de sıra ile gittiler. Bu yolda giden ve Türk milletini bu yola götüren yani bilimi Çin'e gidip alan. Komşusu açken kendisi tok yatmayan. Komşusunu harici bedhahlarla işbirliği yaparak aç bırakmayan Atatürk kaldı kalıyor ve kalacak. Bilmem herkesin anlayacağı şekilde açık yazabildik mi?
Komşun açken sen tok yatma emrinin içinde;
Komşunu aç bırakan eylemler yapma
Düşmanlarınla bu amaçla işbirliği içinde olma
Komşunu aç bırakanlar düşmanlarındır onlarla mücadele et emirleri de yok mudur.
Bu Hadis-i Şerifin içinde bu emirlerin de olduğunu anlamıyor musunuz.
Peki anlıyorsanız açık bütçelerle Türk milletinin sofrasından yiyecekleri ceplerinden paralarını almak demek olan “Açık bütçe+ Enflasyona” neden “DURMAK YOK YOLA DEVAM” diyerek devam ediyorsunuz. Bunları düzeltmek yerine tabelalarımızdan gönüllerimizden “TÜRKLÜĞÜMÜZÜ” silmeye kalkışıyorsunuz?
EYYYY TBMM sizin göreviniz birleşerek Türk milletinin ve Yüce dinimizin düşmanları ile savaşmaktır.
Bilim olmayan yolun sonu karanlıktır denilen yıllardan bu yana 1300 yıl geçti. 1600 tarihinde bilimden uzaklaştırıldık. Bilimin insan mutluluğu için bulduğu araçlara aletlere uygulamalara “GVAUR İCADI” dedik. Daha doğrusu harici bedhahlar dâhili bedhahlara din adamı kisvesi giydirerek dedirttiler. Ne oldu. SEVR masasında yüce dinimizi de vatanımızı da kaybettik. 14 Mayıs 1950 den sonra yeniden bu yola döndürüldüğümüzü göremiyor musunuz? NOKTA