Bak..!
Nereye?
Günlük yaşam içerisinde kullanılan kelime sayısı Üniversite gençliği,bilinen aydın ve yaşama ,geleceğe dair projesi olan nesil olarak gördüğümüz bu kesim,test uygulaması,ezberci eğitim,SMS,cep haberleşme,sosyal medya aracılığıyla oluşturdukları kelime hazinelerinin 200-300 kelimeyi geçmediği araştırma sonucunda ortaya çıkmakta.Türkçemizde yaklaşık yüz bin kelime olduğunu varsayarisek vay halimize..!
Türkçemizin en güzel hazinelerinden birisi olan; deyim,kelime üretmek bu günün nesline boş uğraş olmaya başlamış demektir.Ağzı olan konuşur denilirdi ,ama şimdi ağzı olan "susmalı" deniliyor.Susmalı,sustukça bir yerler için ağa babaları olur diyecek,olur demenin anlamı asgari ücretle çalışabilecek,boruzan öttüre bilen,yalakalaşmak için var olabilen demektir diye bakılıyor. 
Eğitimli olmaya aday gözüken kesimler için,içi boşaltılmış,bizim nesil denilen,birilerinin kumandası altına girmiş olanlar ilerisi için hazırlanmayı hak eden olarak bakılıyor.
Kitap artık boş uğraş alanı olmuş,kısa mesajlar,kısa anlamlı cümleler okunabilir gözüküyor.Kendi deneyimlerimden yaşıyorum,yazdığım uzun makale,yazıları paylaşdığım anda birileri paylaşıyor ve saniye sektirmiyor.Ulan beyzade ne zaman okudun,ne zaman tahlil ettin ve beğeni,paylaşım koydun...? demek ki;okumadın ve anlamadın...
Gençlik okumayan bir yapıda ama izleyen,gören yanıyla da var olan bizim gençlik.Aptal değil,basit hiç değil,ilgisiz kalmıyor ,bilakis ilgi alanını daima aktif halde tutuyor .Tutmayı becerdiği için de daima kontrol altında olması için çaba,masraf,lutuf gerekli.
Bizim zamanımız diyenler olsa da;Boş verin.Nasrettin Hoca fıkralarındaki yanıyla;Sizin zamanınızı da biliyoruz denilir.Evet ,aynen öyle...
Şahsım için hasta beyin demişler.Evet,gerçekten hasta bir beyin taşıyorum.Beyin denilen organ ;dişi-erkek olarak iki çeşit oluşmuş,birileri aklı kısa saçı uzun der,diğerleri dumkof..Her beyin ayni zamanda kontrol merkezli bir idari alan olmak için programlanmış.Beyinlerimizin ğr.ağırlığından ziyade işlev ağırlığı anlamlı olmalı.Ama ,nerede..?
İnsan reklamsal bir ürün olduğu içinde kendisini yaşamak,pazarlamak durumunda kalıyor.Her pazar ürünü ayni nisbette alıcı bulamayacağı için ,bazıları miad olayı olarak aşılıyor,değişim geçiriyor ,bazıları sürüm ve fiyat farkıyla zamanı aşıyor.Ben;aşamaya ama eskimeyen olarak kalmaya odaklanmışım herhalde.
Okuduğum kitap sayısı,çizdiğim karalama kağıt ve yazdığım yazılar ile yüzbinler ifade ediliyor.Sahsen üzerine eğilmiyor ve yazdığım hiç bir yazıyı da taslak,karalama olarak görmeden doğaçlama yazıyorum ve paylaşıyorum.Beğenin ,beğenmeyin o'na da bakmıyorum.Tek derdim ;Aydın sorumluluğum...
Bazı kişiler siyasi olarak bakıyor.At gözlüklü,tek yanlı,oluşan durum ve yer olarak bakmadan bakıldığı için ,eleştirmeye,bir şeyler yazmaya yönelmeyi bilgiçlik olarak göstermek istiyorlar.Ben ise;Geç onu diyorum.Geç ve dur ,senin gibileri sulu dereye götürür susuz diye geri getiririm.Alkol beyinliler,yada tek yanlı uyuşturulmuş sahipsizler...
Dur ve düşün..!
Çevremizde yaşanılan olaylar,durumlar ne gösteriyor..?
Alkış tuttuğun şahsiyetler nerede sen neredesin..?
Onun için ;Düşün...
Kimisi aya,
Kimisi yaya...
Kimisi para babası,
Kimisi para davasında....
Düşün,
Düşün;
Ama,Boştur işin sözü gereğince hüküm verilmiştir.
İsnatlara geçme zamanı çoktan geçmiştir.
Şimdi yürüme zamanı...
Sağlıcakla......