Adıgüzel, Fatsa'daki siyanürlü altın işletmesi ile Fatsa kent merkezinin ne kadar yakın olduğunu belirterek, “Bu siyanür havuzları az gelmiş alanı 2 katına siyanür miktarını da 7 katına çıkarmak istiyorlar. Bununla ilgili geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıyla süreç durduruldu. Ancak kapalı kapılar ardında kuytu köşelerde pazarlık yapanlar var. Maalesef bu kirli pazarlıkların içerisine Ordu valiliğine bağlı birimler, Ordu Orman İşletme Müdürlüğü ve YİKOP da var. Burası ile ilgili olumlu rapor vermiş şirketten yana bir tavır sergiliyor. Ordu Büyükşehir Belediyesi olumsuz bir rapor vermiş, madenin kanuna uygun olmadığını söylemiş. Bu konuyla ilgili Ordu Büyükşehir Belediye Başkanımızın daha üst perdeden yüksek sesle itirazını dinlendirmesini bekliyoruz.” dedi.

Orman İşletme Müdürlüğü’nün bugüne kadar Ordu'da nerede bir orman talanı varsa destek verdiğini söyleyen Adıgüzel, şöyle devam etti: “Ormanı ve ağacı savunmuyor siyanür ve sülfürik asit çetelerini savunuyor. Siz Orman İşletme Müdürü müsünüz siyanür püskürtme müdürü müsünüz? Keza YİKOP, ne zaman bir doğa talanı olsa onlar var. Melet Deresi'nde onlar var Bolaman Deresi'nde onlar var… Bu YİKOP yabancı kartellerin yerli şirketlerin taşeronluğunu yapıyor. Ordu valisi ve diğer bürokratlar siz halkın verdiği vergilerden maaş alacaksınız ancak siyanür ve sülfürik asit çetelerinden taraf olacaksınız. Akıl alır gibi değil. Ordu halkından habersiz bir şekilde bilime ve doğaya aykırı bir şekilde Ordu halkını ve doğasını nasıl satarsınız?

Bu maden firmasının devlete taahhüt ettiği tutar senede 2 milyon doların altında. Bu durumun evrakı var. Ordu valisi sen hangi hakla bu firmanın devlete senede 60 70 milyon dolar verdiğini söyleyip PRını yapıyorsun? Bu firmanın sözcülüğünü yapmak Ordu valisine yakışıyor mu? Ordu coğrafyasının yüzde 74'ü maden alanı ilan edildi. Bu şu anlama gelmiyor Ordu coğrafyası maden açısından çok zengin anlamına gelmiyor. Ordu'da ne kadar altın varsa diğer illerde de o kadar var. Ancak Ordu’yu tercih ediyorlar çünkü Ordu halkı uysaldır ve gönderdiğimiz bürokratlar halkı savunmuyorlar diye düşünüyorlar.

100 yıl önce üniformalı miğferli bir işgal vardı bugün de kravatlı baretli işgal var .Bugün Fatsa'nın çığlığını duymaz yardımına koşmazsan yarın da Fatsa senin yanına gelmez. Bütün vatanseverler vatanını ağacını insanını Allah'ını sevenler gelin toprağımıza sahip çıkalım bu siyanür ve sülfürik asit çeteleri bu işleri gitsin kendi ülkelerinde yapsın. Toprağın üstü altından zengindir diye bilerek söylüyorum hesaplayarak söylüyorum. Bu gördüğünüz 2000 dönüm alan dönüm başına fındık dikilse 600 ton fındık yapar bugünkü rakamlarla Türkiye ihracat geliri 3 milyon dolardan aşağı değil. Bu firma ne kadar veriyor 1.5 milyon dolar. Üstelik fındık dikildiğinde halkımız ve toprağımız zehirlenmiyor. Bunların girdiği yerde karınca yürümüyor ot bitmiyor ağaç tutmuyor. Yapay çimen götürüp yapıştırıyorlar o bile tutmuyor. Belki de yüzlerce yıl bu topraklarda bir şey yetişmeyecek. O nedenle fındık coğrafyasında siyanürle madencilik olmaz. Bürokrasiye sesleniyorum: böyle gitmez bu düzen böyle devam etmeyecek bugünün yarını da var. Bu nedenle sizi ifşa etmeye devam edeceğiz.

Ordu halkını da topyekün hareket etmeye davet ediyorum. Ya hiç birimiz ya hep beraber.” Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi