“Allah’a ulaşmak için vesile arayın.’’ (Maide/35)
*
Hz. Süleyman’ın (a.s.) mührü bir yüzüktü ki dört köşeli bir kaşı vardı. Cebrail (a.s.) Cennet-i Ala’dan çıkarıp Allah’ın (cc) emri ile Davut’a (a.s.) getirdi. Bir köşesinde “El Mülkülillah” yazıyordu. Cebrail yüzüğü Hz. Davut’a verip:
- Ey Davut! Allah’dan sana bir yüzük ve on soru getirdim. Rabb’in buyruğu odur ki: ’’Evlatlarını toplayıp bu on soruyu sor. Kim doğru cevap verirse senin yerine o geçsin. Devleri, Perileri, Rüzgarları, Kuşları, Ademoğullarını dünyada ne ki varsa hepsini buyruğuna baş eğdirsin ve dünyaya padişah olsun, dedi. Davut Ekâbirler’den oluşan bir meclis kurup evlatlarını çağırdı ve tek tek hepsine soruları sordu.
Hiç biri cevap veremedi. En son Süleyman ayağa kalktı:cevaplayayım! dedi. Davut’un gönlü hoş oldu. Ve:
- Ya Süleyman söyle bana, dedi:
1- Dünyanın en kötü şeyi nedir ki daha kötüsü yoktur?
2- En üstün şey nedir ki daha üstünü yoktur?
3- En acı şey nedir?
4- En tatlı şey nedir?
5- O nedir ki daha çirkini yoktur?
6- Nedir o ki daha kabası yoktur?
7- Yine o şey nedir ki daha yakını olmasın?
8- Nedir o şey ki daha ırağı yoktur?
9- Yine nedir o şey ki daha kaygı verici şey olmasın?
10- Nedir o şey ki daha sevinçli şey yoktur?
Süleyman dedi ki:
- Ey baba bu sorular çok kolay şeylerdir.
1- En kötü şey nefistir.
2- Ondan daha üstünü olmayan şey akıldır.
3- En acı şey yoksulluktur.
4- Çok tatlı olan şey zenginliktir.
5- Küfürden daha çirkin şey yoktur.
6- Taş yürekli kadından daha kabası yoktur.
7- Ahiretten yakın şey yoktur.
8- İnsanoğullarından ıraklaşmaktadır.
9- Ruhun bedenden ayrılmasıdır.
10- Gayet şad, sevinçli olan şey yine ruhtur, diye cevap verdi. Yalnız her soruyu cevaplamadan önce gülümsedi. O zaman Davut oğlu
Süleyman’a:
- Doğru söyledin, öyledir! Ama bu ulu insanların huzurunda neden soruları adaba aykırı gülerek cevapladın? Süleyman:
- Soruların cevabını ben de bilmiyordum ama siz sordukça cevabı bir karınca bana bildiriyordu, dedi.
O zaman Davut dedi ki:
- Gaye, Allah’a ulaşmak olduktan sonra vasıta isterse bir karınca olsun, önemli değil…
*
Cenab-ı Hakk, her şeyi yoktan yarattığı halde, yaratmasına bazı şeyleri sebep kılmıştır. Hazret-i Adem’i ana-babasız yaratmış; fakat çamuru vesile kılmıştır. Bütün çocukları yaratan da Allahü Teâlâdır.
Fakat çocukların yaratılması için, ana-babayı vesile kılmıştır. Adem’i (a.s.) yarattığı gibi, bütün insanları da ana-babasız yaratabilirdi. Fakat ana-babayı vesile kılmıştır. Onun âdeti böyledir. Vesile Salih Ameldir. Vesile Salih’lerdir. Siz kim olduğunuza değil, kimlerle beraber olduğunuza bakın. ‘’Etturûku ilallahi biadedi enfâsil halâik.’’ (Allah'a giden yollar çoktur.) O kadar ki; mahlûkatın nefesleri sayısınca çoktur. Yâni, mahlûkatın sayısınca demiyor, mahlûkatın nefesleri sayısınca diyor. O kadar çok...
*
Cuması Aşk olanın, Aşkı baki olsun!..
