Dostlarım: Allah Resul’ünün bir hadislerinde buyurdukları gibi Hepiniz çobansınız sürü’nünüzden de mesulsünüz derler. Karıncanın dediği gibi, ben de biliyorum bu ateşi söndürmeyeceğimi, ancak tarafım belli olsun.

Biz Müslümanlar olaraktan Allahın Kur’an-ı Kerim hucurat Suresi 10. ayetinde bizlere şöyle buyuruyor: İnananlar ancak kardeştir.

O zaman bizler  Allahın bu ömrüne uyarak, Kardeşlerimizin derdiyle, sıkıntılarıyla, ilgilenmemiz, kardeş olmamız, kalleş olmamız gerekir.

Sıkıntı çeken, eziyet gören, kafirler tarafından kani akıtılan Müslüman kardeşlerine sahip çıkmaları gerekirken, ölü uykusuna yatmaları dinimizde bunun doğru bir tavrı olmadığını hepimiz bilmekteyiz.

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık mallardan canlardan ve ürünlerden biraz azaltma fakirlik ile deneriz ey peygamber sabredenlerin müjdele (Bakara 155)

Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle affettikleriniz yüzündendir kaldı ki Allah bir çoğunu da bağışlar( Şûrâ 30)

Köyün birinde yağmur yağmadığı için, kuraklık baş göstermiş ve bundan köyler çok mezdarip olmuşlar üzülmüşler.

Ne yapsalar ne etseler bunun bir çaresini bulamamışlar.

Bir gün köyün ortasında bir derviş gelip geçtiğini gören köylüler, Derviş’in yolunu kesip ona bu bu arzu hallerini anlatmışlar,

Derviş‘te, oradaki köylülerle beraber, köyü gezmeye çıkmış

Kırık dökük bir evin önünde durmuş ve kapıyı çalmış.

İçeriden iki tane üstü başı yırtık ve ayağında ayakkabısı olmayan iki kız çocuğu, bir de kendinden geçmiş bir anneye rastlamışlar.

Derviş Çocuklara sormuşlar?

Siz Allah’a ne diye nasıl dua ediyorsunuz

Çocuklar yağmur yağması için dua ediyoruz, çünkü ayakkabımız elbisemiz yok demişler.

Bu seferde Yaşlı anneye dönüp, ey anneciğim siz Allah’a nasıl dua ediyorsunuz diye sormuşlar,?

Ben de Allah’a yağmur yağmasın diye dua ediyorum demiş.

Neden öyle dua ediyorsun diye sorduklarında!

Görmüyor musun içine girdiğim evimin çatısı yok, çadırdan geçen suda başıma akıyor çocukların üstüne akıyor görmez misin ey derviş demişler.

O zaman halka dönmüş derviş şöyle söylemiş!

Önce bu çatısı olmayan evde yaşayan annenin duası ve ayakkabısı olmayan çocukların duasını alın

Onların bedduasını almayın, duasını ortak olun,

Sizinle aynı duayı yapsınlar, Allah’tan rahmet olarak yağmur alırsınız demiş ve Derviş oradan ayrılmış.

Biz de bugün bugün, beddualar almamak adına, Azrail bir gün bana geldi komşumu bana mirasçı kılacağını zannettim diyen peygamberimizin bu hadisini hatırlayarak,

Komşusu aç yatarken kendi tok yatan benim ümmetim değildir diyen bir peygamber Ümmet olaraktan, çevremizden KOMŞUMUZDAN, velhasıl hepiniz çobansınız sürününüzden de mesulsünüz diyen Allah Resulüünün bu hadisine kulak vererek bizler çevremizdeki, insanların aç susuz, evsiz ocaksız, naçar ve çaresiz olan, tüm kardeşlerimizden sorumlu olduğumuzu bilelim,

Bunlar yüzünden yarın hesaba çekileceğimizi hatırımızdan çıkarmayalım ve ona göre yaşayalım.

Bizler o zaman, hep beraber, aynı dine, aynı Allah’a inanan ve  aynı duayı yapan kullardan olursak, Allahın rahmetinide alırız, kıtlık ve yoksulluk görmeyiz.

Bugün gözlerimiz önünde, cereyan eden, Her akşam evimizde film gibi istemiş olduğumuz, acıma ve merhamet duyguları kalmamış Müslümanlar olaraktan Filistinli kardeşlerimizin, Siyonist İsrail’ler tarafından abluka altına alınması ve aç susuz bırakılması, çoluk çocuğun şehit edilmesi, vatanlarından sürülmesi, ve buna müslümanların duyarsız kalması yüzünden, bugün dünyada açlık yoksulluk, mutlaka ve mutlaka cereyan edecektir,

Dünyada mazlumlar ağlarken, gerçek imanlı olan müslümanlar gülemez ve mutlu olamaz, onlar bir ekmek bulamazken, Kendi masalarını donatmak ve karınlarını doyurmak yine  her türlü zevk ve sefa içerisinde, tok acın halinden anlamaz misali. Bugün bunlar yaşanıyorsa Müslümanların huzur ve mutluluk olmaları asla mümkün olamaz gün yüzüde göremezler.

Biz müslümanlar ekmeğimizi görüşmesini biliyorsak, onları yalnız bırakmadan, aklımızdan çıkarmıyorsak, onların ahini değil,dualarına ortak oluyorsak

İşte o zaman hep beraber mutlu ve mesut yaşarız.

Araştirmacı ve İlahiyatçı ✍️ yazar Hüseyin DENİZ