Millet İttifakı’nı oluşturan 6 parti, tarım, gıda, su, toprak, çevre, iklim krizi ve diğer konularda bir metin üzerinde uzlaşmış. Bu kadar uzun bir metinde çok doğru, yerinde ve olması gereken vaatler de var, eksiklikler, eleştirilecek yanları da var.

Seçim öncesinde, Millet İttifakı’nı oluşturan 6 partinin liderinin de katıldığı toplantıda “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” kamuoyuna açıklandı. Toplam 44 sayfa 2 bini aşkın maddeden oluşan bu metinde tarım, gıda, kırsal kalkınma, iklim değişikliği ve diğer konularda da çok önemli vaatler var.

Öncelikle, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” nin farklı görüşte 6 siyasi partinin uzlaştığı bir metin olduğunu ve seçimi kazandıkları taktirde bu vaatleri uygulamaya geçirebileceklerini hatırlatmak gerekir.

Tarım konusundaki vaatlerin hiç birisi ilk kez duyduğumuz vaatler değil. Daha önce de dile getirilen, vaat edilen ama birçoğu yerine getirilmeyen vaatler. Bu 6 parti verdiği vaatleri yerine getirebilir mi? Öncelikle seçimi kazanmaları gerekiyor. Seçimi kazandıktan sonra da bu vaatlerin bir öncelik sıralamasına ve takvime bağlanması gerekir. Bazıları hemen yapılabilir. Bazıları yasal düzenleme olmadan uygulanamaz. Bazıları çok daha uzun süre alır, bazıları ise hiç uygulanmayabilir.

Kurumsal düzeyde neler yapılacak?

Millet İttifakı’nın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” kapsamındaki vaatlerden bir bölümü kurumsal yapı değişikliğini öngörüyor.

1-Tarım ve Orman Bakanlığı’nın adı “Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı” olacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise “İklim, Çevre ve Orman Bakanlığı” olarak yapılandırılacak. Tarım ve orman ayrılacak. Bakanlık isminin değişmesi için kanun değişikliğine, yasal düzenlemeye ihtiyaç var.

2- Tarım Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı “tarımsal dönüşümü sağlayacak” şekilde yeniden yapılandırılacak.

3- Bakan yardımcılıkları kaldırılarak müsteşarlık sistemine yeniden geçilecek. Bakan yardımcılığı sisteminin özellikle tarıma hiç katkısı olmadığını söyleyebiliriz. Mevcut uygulamada bakan yardımcıları çoğunlukla “siyasi atama” olduğu için, her bakan yardımcısı bakan olmaya çalışıyor.

4- “Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurulları ve ofisleri lağvederek görev ve yetkilerini ilgili bakanlık ve kurumlara devredeceğiz.” deniliyor. Tarımla ilgili bir kurul yok. Sağlık ve Gıda Kurulu kapatılacak.

5- Büyükşehir Yasası’yla mahalleye dönüştürülen köylere tüzel kişilikleri iade edilecek.

6- Tütün Yasası ile kurulan “Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu” ve Şeker Yasası ile kurulan “Türkiye Şeker Kurumu”, Biyogüvenlik Yasası ile kurulan Biyogüvenlik Kurulu daha sonra kapatıldı. Şimdi bu 3 kurumun yeniden kurulması öngörülüyor.

Bakanlığın adının değiştirilmesi, tarım ve ormanın ayrılması, müsteşarlık sistemine yeniden geçilmesi ve en önemlisi de “köy” tüzel kişiliğinin yeniden getirilmesi önemli ve olumlu bir adım olacak. Uluslararası Para Fonu(IMF) ve Dünya Bankası’nın dayatması ile çıkarılan Tütün Yasası ve Şeker Yasası ile oluşturulan iki kurumun ve Genetiği Değiştirilmiş Organizma(GDO) konusunda çalışan Biyogüvenlik Kurumu’nun yeniden kurulması tartışılabilir. Bu kurumların nasıl çalışacağı önemli.

Tarımsal destekler, fiyat, kredi ve üretime ilişkin vaatler

7- Adalet ve Kalkınma Partisi(Ak Parti) hükümeti döneminde 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesine göre çiftçiye Gayri Safi Milli Hasıla’nın en az yüzde 1’i kadar tarımsal destekleme ödenmesi gerekiyor. 2006’dan beri bu madde hiç uygulanmadı. Millet İttifakı, bu maddeyi uygulayacağının sözünü veriyor. Tarımsal destekler, üretimi ve verimliliği esas alan, havza bazlı, bölgeler arası farklıkları gözeten, sürdürülebilir ve etkin bir biçimde uygulanacak.

8- Tarımda kullanılan mazotta Özel Tüketim Vergisi(ÖTV) kaldırılacak, gübre ve tohum maliyetinin yüzde 50’siçiftçiye destek olarak verilecek.

9- Tarımda indirimli elektrik tarifesi uygulanacak, sulama ve elektrik faturalarının hasattan sonra tahsil edilmesi sağlanacak.

10- Temel tarım ürünlerinde taban fiyatları maliyet, kur, enflasyon ve çiftçilerin insan onuruna yaraşır gelir sağlamayı dikkate alarak belirlenecek.

11- Tarımsal ürün alım fiyatları ekim öncesi ilan edilecek, mazot, gübre, yem ve tohum gibi girdi destekleri çiftçi tarlasını sürmeden, süt sağılmadan, besi hayvanı kesime gitmeden önce verilecek, diğer destek ödemeleri üretim sonrası 90 gün içinde ödenecek.

Tarımsal desteklerle ilgili en önemli sorun, desteklerin çok geç açıklanması ve çok geç ödenmesi. Bugüne kadar görev yapan tarım bakanlarının hemen hepsi ‘tohum tarlaya düşmeden tarım desteklerini açıklayacağız’ dedi ama hiç biri başarılı olamadı. Millet İttifakı da bunu vaat ediyor. Bakalım yerine getirebilecek mi? Ayrıca, mazot, gübre, tohum ve enerji çiftçinin üretim maliyetlerinde en önemli kalemi oluşturuyor. Bu girdilerde yapılacak vergi indirimi ve destekler üretimi ve maliyetleri, dolayısıyla fiyatı doğrudan etkiler. Umarız verilen bu sözler yerine getirilir.

Çiftçinin kullandığı kredinin faizi silinecek

12- Ziraat Bankası tekrar çiftçinin bankası yapılacak. Çiftçilerin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları kredinin faizi silinerek yeniden yapılandırılacak. Zirai kredilerin geri ödeme takvimi hasat dönemine göre belirlenmesi sağlanacak. Tarımsal yatırımlara uygun koşullu kredi desteği verilecek.

13- Çiftçinin Tarım BAĞ-KUR prim ödemeleri hasat sonrası faizsiz ödenecek şekilde planlanacak ve sağlık güvencesinden faydalanması sağlanacak.

Ziraat Bankası ve tarım kredileri ile ilgili vaatler çok genel ve yüzeysel. Ziraat Bankası çiftçiden başka kimseye kredi vermeyecek mi? Özel bankalar da dahil zaten kredi geri ödemeleri hasat dönemine uygun veriliyor. Tarımsal yatırımlara da kredi veriliyor. Önemli olan kredinin faizi, çiftçinin ödeme gücü. Bunlarda iyileştirmeler yapılması gerekir. Kredilerin yeniden yapılanması ve faizlerin silinmesi elbette önemli.

Hayvancılık, mera, yem, et ve süt ile ilgili verilen sözler

14- Parite uygulaması getirilerek çiğ süt ve et üreticileri yem fiyatlarındaki artışlara karşı korunacak.

15- Hayvancılıkla uğraşan ancak mali gücü yeterli olmayan ailelere hibe, ucuz kredi ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM) aracılığıyla ucuz damızlık hayvan desteği sağlanacak.

16- Yem bitkilerinin üretimi teşvik edilecek, kullanımına destek sağlanacak.

17- Veterinerlik hizmetleri yaygınlaştırılarak buzağı ve kuzu ölümleri azaltılacak. Veterinerlik hizmetlerinde kullanılan aşıların yerli üretimi teşvik edilecek. Suni tohumlama ücretsiz hale getirilerek yaygınlaştırılacak.

18- Damızlık hayvan ihtiyacının yurt içinden karşılanması için kanatlı sektörüne Ar-Ge desteği verilecek.

19- Mera tespit ve tahdit çalışmaları hızla tamamlanacak, kapalı mera alanları kullanıma yeniden açılacak ve tüm meralar ücretsiz hale getirilecek.

20- Arıcılıkta standardizasyonu sağlamak için Kovan Standardizasyonu, Bal Çeşitlerinin Belirlenmesi, Kalıntı İzleme Projeleri uygulanacak. Bal sektörüne kalite kriterleri getirilerek, taklit ve tağşiş ürünlerde gerekli denetimler yapılacak. Arıcılara konaklama, yol yardımı ve sigorta, enerji-elektrik, konaklama yerleri, şeker ihtiyaçları, ekipman ihtiyaçları gibi konularda destek sağlanacak.

21- Denizlerde ve iç sularda sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği ve avcılığı desteklenecek.

Tarımda şu anda en sorunlu alanlardan birisi hayvancılık.Hayvancılık konusundaki vaatlerin sahada yaşananlarla çok örtüşmüyor. Sahadaki yaşanan sorunlara bu vaatlerle çözüm bulmak zor. Büyükbaş hayvancılığa ve onda da ithalata dayalı bir politika var. Bu politika nasıl değiştirilecek? Çiğ süt fiyatı nasıl belirlenecek? Süt yem paritesi öngörülüyor ama bu nasıl sağlanacak? Bu ve benzeri birçok soruya yanıt bulunması gerekiyor. Gerekirse hayvancılık sektörü temsilcileri ile kapsamlı bir toplantı yapılarak sorunlar ve çözümler dinlenerek bu bölüm güncellenmeli.