Dilimize yapıştırılmış bir söz vardır "Torba değil ki büzesin"...Evet,Torba olsa büzeriz ve kapatırız.Ama,öyle bir şansımız olmadığına göre,büzmeyeceğiz .Olması gerekenleri seslendireceğiz ve kendilerinin anlayacağı dil'le ,sıraya gel diyeceğiz.Belki;hattımız olmadan bu işlere giriştiğimiz içinde tenkit edileceğiz,eleştirilip ;Sana mı düştü tasası diyecekler. Desinler, Dinlesinler...
Osmanlı Devlet yapısı içerisinde benzer örgütlenmeler olsa da ,1876 kanuni Esasiye denilen Anayasa ile tüzel durum oluşmuştur.1876 sonrası oluşturulan tüm Anayasa çalışmaları içerisinde yer alarak tanımlanmıştır.Yerel Yönetimler adıyla bilinen Anayasa içerisinde kanuni tüzel yapı olarak kalmış olduğu ve Yerel yönetimlerin görevleri,çalışma şekilleri,amaç,vizyon ve örgütlenmeler yasalar ile tanımlandığı gibi seçilecek kişi ve seçime girecek partiler de yine yasalar ile yasallaşmıştır .
Yerel yönetim/yöneticilik Demokratik seçimler sonucu geldiği gibi atama biçiminde görevlendirilme yapıldığı vakadır.Atamalar genellikle olağan üstü zamanlar içerisinde vuku bulmuş,sorumluluğu,becerisi ,beklenti,amaç ve vizyonu o dönemle sınırlandırılmıştır.
Demokratik seçimle gelmiş olan Yerel yöneticiler;öncelik olarak seçim öncesi programını uygulamak,programın yaşama geçmesinin yollarını oluşturmak,seçmen kitlesine ve sorumlu olduğu yöreye o hizmetleri aksatmadan götürmekle sorumludur.Yapabildikleri yerel yöneticinin başarısı olarak görülürken ,yapamadıkları başarısızlığı olarak adlandırılır ve eleştiri boyutuyla dizayn edilmeye çağrılır.Yönetici sıfatıyla yapılan eleştirilere yanıt verdiği gibi vermeden geçmekte onun hakkı olduğu söylenilse de;Yasa koyucunun ;"Bilgilenme hakkı" dediği yöntem devreye girer.Bilgi isteyen kişiler/kurumlar ;Dilekçe ,soru önergesi türleriyle bu hakkı kullanır.Bir başka bilgilenme yolu ise;basın,iletişim kanalları olur ki,bu kanallar ellerindeki bilgi,kaynak,belgelerin sağlam olmasına ve gerçek/tüzel yapıların mağdur olmayacak biçimiyle hareket edeceği yine basın yasası içerisinde,bilgi edinme hakkıyla korunmuştur.kaynak açıklamak zorunlu değildir ama kaynağı gerçek dışında kullanmak da hak değildir.Eleştiri hakkı her insan/kurum için geçerli olduğu gibi,Tekzip,öz-eleştiri hakkı da yasaldır.
Bir eğlence /Piknik-festival amacıyla gelinmiş olan bir oba şenliğinde,birincil derecede ilgi alanına girmeyen konulara girmiş olmak,eldeki belge,kayıt,bilgilerin ışığına girmeden görünen yapıyla ve bazılarının aktarımı olan,gerçeğe ne kadar yakın olduğuna bakılmadan girişilen her haber ve araştırma yanlıdır,soyuttur ve kabul edilmesi yavandır.
Siyaset siyaset meydanlarında yapıldığı gibi,siyaseti bilenler ve siyasetin tarafı olan kişi /kurumlarca işlev görür.Bir kişi,zümre ve amaç birliği içerisine girmiş kişi/kişilerin bilgi aktarması tek yanlıdır ve gerçeğin ancak bir tarafını gösterir.
Özel yaşam olarak bilinen alanlara girilmesi yasa dışı olduğu kadar ahlaksızlık,edepsizlik ve gayri meşrudur.Bir den çok kişi ve kurumu bu durumda gösterilmesiyse tam anlamıyla sığlık,fırıldaklık olacaktır.
Zamanı ve yeri daima açık olduğu bilinen yöntem Eleştiri yöntemidir. Kapı ardlarında ve bilinmeyen uzaklıklarda bu işlerin dillendirilmesi yakışık almamıştır.Ne ve kim(ler)i korumak,kollamak,yada aksayan hizmetlerin gösterilmesi değilse bu durumun adı bizim oraların diliyle;Som ağızlıktır,iş bilmezliktir, Karalama ve yalakalıktır...
Sana ne deyimini şimdi kullana bilirsiniz ...Benim yanıtım tek ve eleştiriye,
tartışmaya açıktır. Elini koyarsın,dilini sokarsın,aklını ve beynini izine göndermeden,birileri içinde şovmen olmadan yöreye gelirsin,ne diyeceksen der,karşı tarafın bilgi,belge,anlatımına yer verirsin.Adam ol ağır yürü sözüyle de yol alırsın...Yürü ense traşını görelim denildiğinde yoksun...