Türk ekonomisi orta gelir tuzağına yakalandı. Bu ne demek?

Bizim gibi gelişmekte olan ekonomiler hızlı bir büyüme sürecine giriyor. Sonunda belirli bir gelir seviyesine ulaşınca durgunluğa giriyor. Bu gün itibariyle sınır 11.000 dolar civarında fert başına hasıla ile ölçülüyor.

Neden Türkiye Orta Gelir Tuzağına yakalandı? Sebebi çok. Ancak temel sebep siyasi. Siyasi iktidar son iki yıldan beri yanlış ekonomik politika uyguluyor. İlginçtir MUHALEFET de bu konuyu gündeme getiremiyor. Belli ki de kadroları yetersiz.

Orta gelir tuzağına yakalanma sebeplerini kısaca özetleyelim.

Siyasi iktidar ideolojisi gereği faiz ile çok uğraştı. Faizin ölçek görevi adeta yok edildi. Yatırımlar verimsiz inşaat sektörüne yöneldi. Sanayici yatırım yapamaz oldu.

Deniliyor ki katma değeri yüksek mal üreterek bu dar boğazı aşabiliriz. Hangi sanayi ile. Üretim ve yatırım aşamasında vergilenen sanayi katma değeri yüksek mal üretimine yatırım yapamıyor. Son iki yıldan beri Türkiye'de sanayici olmak adeta suç oldu. İş yerleri vergi dairesi gibi çalışıyor.

Siyasi otoritenin tercihi inşaat sektörü. Faizi düşük tutarak kaynakların inşaat sektörüne akmasını sağlıyor. İnşaat sektörü ekonominin motoru olsa bile katma değeri yüksek mal üretemiyor.

Ekonomide kaynakların nereler yöneleceğine piyasa faiz hadleri yön vermeli .Eğer bu kural uygulanmaz ise kaynak israfı ortaya çıkıyor. Vatandaşı inşaat sektörüne yöneltici politikalar kaynak israfına neden oluyor.

Son istatistiklere göre satılan emlak sayısı artıyor. Ancak mülk sahiplerinin sayısı aynı oranda artmıyor. Yani tasarruf eden kesim parasını emlak satın alarak koruyor.

Ekonominin temel kuralı ''hiç bir ülke tasarruf ettiği miktardan fazla yatırım yapamaz''

Türkiye yeterli tasarruf edemiyor. Tasarruf yetersizliği yatırımlara sınır koyuyor. Ekonomi büyüyemiyor. Neden tasarruflar azalıyor?

Birinci neden düşük faiz politikası. Vatandaş alternatife bakıyor. Bankalar enflasyon oranı kadar dahi faiz vermediği için önce beklemiş tüketimi gerçekleştiriyor. Tüketim alışkanlıkları hızla artıyor. Kredi kartları, tüketici kredileri yoluyla borçlanıyor ve hesapsız şekilde tüketim artıyor.

Devlet tarafında ise israf korkunç boyutlara ulaştı. Bu fakir ülkede Diyanet İşleri Başkanı en lüks arabaya biniyor. Devlet adamları lüks içerisinde yaşıyor. İsraf ve artan tüketim toplam tasarrufu azaltıyor.

Ülke %5 büyümesi için Ulusal Hasılanın %20 si kadar yatırım yapması gerekiyor. Ülke %12 civarında tasarruf yapıyor. Ve bu oran yatırımlara sınır koyuyor.

Yeterli yatırım yapılamadığı için ekonomi büyümüyor. Ülke orta gelir tuzağından kurtulamıyor.