Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Berat Albayrak "orta vadeli ekonomik programı" açıkladı. Program, piyasa beklentilerini karşılamıyordu. Piyasa cevap vermede gecikmedi. Kurlar aniden arttı ve Borsa İstanbul endeksi düştü.
Piyasanın beklentileri neydi?
Piyasalar Hükümetten "Güven" talep ediyor. Hükümet "kur artışları nedeniyle" Para Koruma Mevzuatında değişiklikler yapıyor. Bu değişikliklerin "serbest piyasa ekonomisi kurallarını" bozmasından korkuluyor. Sn. Bakan, bu konuda mesaj veremedi.
İkinci sırada, bütçe açığı var. Bu yılın ilk altı ayında bütçe açığı 46 milyar liraya ulaştı. Aynı dönemde 13 milyar lira faiz dışı açık verildi. Bütçe açığı ile, faiz dışı açık birlikte oluştuğu zaman, bütçe disiplini bozuluyor. Disiplini sağlamak için, mutlaka harcamalarda kısıntıya gidilmesi gerekiyor.
Piyasa yuvarlak sözlerden anlamaz. Net ve kesin ifadelere bakar.
Sn. Bakan "tasarruf tedbirlerinden" söz ediyor. Ancak, bütçeye aşırı yük getiren Suriyelilere yapılan harcamaların sonlandırılması gereğinden söz etmiyor.
Sn Bakan, dış işleri kadrolarındaki gereksiz memurların merkeze çekilmesi, nakil vasıtaları sayısının Almanya ölçeğine indirilmesi, yüksek makamlardaki yöneticilerin devlete yük olucu harcamalarının sonlandırılması, Diyanetin aşırı ve lüks harcama ve yatırımlarının azaltılmasından söz etmiyor.
Sn. Bakan "İhalesi yapılmamış yatırımların durdurulacağını" söylüyor. Ancak, Kanal Istanbul gibi uçuk projelerin akibetini söylemiyor.
Piyasada para ikamesi sorunu yaşanıyor. Bu sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin, herhangi bir tedbir ve öneri yok. Para ikamesi olduğu zaman, Bankalarda likidite sorunu başlıyor. Mecburen TL faizleri yükseliyor. Yüksek faizin bedelini kredi kullananlar ödüyor. Yatırımlar azalıyor.
Devlet yatırımlarındaki azalma, özel sektörün yatırım azalması ile birleşince, piyasada daralma başlar. Bu sorunun nasıl çözüleceği açıklanmıyor.
-Üretim ekonomisine nasıl geçilecek? 
-Tarımsal kesimdeki sorunlar nasıl çözülecek? 
-Beklenen yüzde 20 enflasyon oranının bozacağı gelir bölüşümündeki adaletsizlik nasıl giderilecek? 
-Orta sınıfta başlayan, ekonomik çöküntü nasıl önlenecek? 
-İki milyon insana istihdam nasıl sağlanacak?
Sorularına orta vadeli programda cevap yok.
Bununla beraber, piyasanın etkisi çabuk geçecektir. Zira, yüzde 27 ye varan faiz hadlerine karşı, piyasanın gücü ve kuvveti uzun süre devam edemez. Sıkı para politikası uygulandığı taktirde, kurları daha fazla artıracak lira bulunamaz.
Enflasyon ile piyasa faizi arasındaki fark yüksek seyrettiği taktirde, faiz farkı sermaye akımlarını önce durdurur, bir süre sonra terse döndürür. Uzun süreli yüksek TL faizi, döviz hesaplarının bozulmasına neden olur. Döviz hesapları bozulmaya başlayınca, para ikamesinden ülke kurtulur.
Hükümet, finans kesimindeki olaylardan korkmamalıdır. Zira, bu piyasalardaki olgular sanaldır. Yeter ki, müdahale ederek sanal olguları reel ekonomiye aktarmayın.
Bunun için gerekli ve yeterli şart, etkili ve yetkililerin sadece "serbest piyasa koşullarına göre hareket ediyoruz" mesajını vermesinden geçiyor.