Etik eşittir ahlak!

Diye öğretilmişti okul yıllarımızda. Ahlaklı olmak ise davranışlarımızdan, sözlerimizden ve vicdanımızdan sorumlu olma içgüdüsüyle hareketler topluluğumuzdu. O zaman etik neymiş vicdan muhasebesinin izin verdiği ölçüde, diğer insanlarla kurduğumuz iletişime yön veren yollar…

Pekala!

Tanımda anlaştık diyelim. Gelelim diğer mesele ve maruzatlarıma… İlk mesele “yazarlık” ve “köşe yazarlığı”.

Yazar: kitabı çıkmış, düşüncelerini yazı yoluyla okurlara ulaştıran kişi.

Köşe yazarlığı ise belirli bir konuda belirli günlerde gazete ve dergilerde yazısı yayınlanan kişidir. Burada da hemfikiriz değil mi?

Ücret: bir işin karşılığında alınan para veya eşdeğeri…

Bizim ülkemizde her şeyin bir niteliği varmış. Ve öğrendim ki siz bir şeyi hobi olarak ya da bir amaç uğruna yapıyorsanız ve kendinizden taviz veriyorsanız; başarılı olma yolunda daha kat etmeniz gereken çok yolunuz var demektir. İşin özü şu ki kişi ve kurumların sizin üzerinizde hak iddia edebilmeleri için çift taraflı anlaşma olmalıdır. Eğer ortada bir taviz varsa bu iki tarafı bağlamalıdır. Yani neymiş; hayat her zaman günlük gülistanlık değilmiş…

Nerden çıktı şimdi bunlar?

Yazmasaydım içime dert olacaktı. Haftada bir gün yazıyorum. Son iki aya kadar iki gün yazıyordum. Ordu yorum gazetesinden önce internet gazetesi olan Ordu Kent Gazetesinde üç yılı aşkın süredir köşe yazarlığı yaptım. Ve hayatımdan çok memnundum. Ordu Yorum’a geçme sebebim yazdıklarımın basılı hayatta can bulmasını istememdi. Yani sadece internet kullanıcılarına değil, halka ulaşmaktı. Nitekim de bana bu şansı verdiği için Ordu Yorum ailesine müteşekkirim. Lakin bu başka bir yere yazı veremeyeceğim anlamına gelmiyor. Hatta ve hatta iki gazetede yazamayacağım anlamına hiç gelmiyor.

Yapmak istediklerim ve yaptıklarımdan ben sorumluyum. Aynı anda iki gazeteye, iki dergiye veya her hangi iki siteye yazı verebilirim. Her şeyin yeri ayrıdır. Ve ben bu ayrımı yapabilecek yaştayım.

Diğer bir husus ise emek hırsızlığı. Yazılan bir cümle kolay kurulmuyor. Bunu kendine mal eden insanları sadece emek hırsızlığı ile suçlamıyorum, etiksizlikle de suçluyorum…

Not: Ufak çaplı sorunlar vardı. Sanırım halloldu. Çünkü ben ne yaptığımı yanlış görüyorum ne de emek hırsızlığına sessiz kalabiliyorum. Sonumuz hayırlı olsun. Ne diyelim. Bol ahlaklı günlerimiz olsun.