Almanya'da ayda 2000 Euro alan işçi, Türkiye'de 300 Euro'ya çalışıyor. 
Neden ?
Işçi ücretini tayin eden en önemli unsur, emeğin verimliliğidir. Üretime katılan işçiye, veriminden daha fazla ücret verilemez. Verildiği taktirde, maliyet enflasyonu ortaya çıkar. Fiyat artışı fazlalığı geri alır.
Ücret, verimine bağlı olarak meydana geldiğine göre, Türk işçisi neden verimsiz?
Bu durumun insan faktörü ile doğrudan bağlantısı yoktur. Türkiye koşullarında çalışan bir işçi, Almanya koşullarında çalıştığı zaman, verimi yükseliyor. Ücreti de yükseliyor. Demek ki, verimlilik işçinin milliyetine bağlı değil. İçinde yaşadığı ekonomik koşullara bağlıdır.
En önemli unsur "Kapital" birikimidir. Sermaye miktarı (makine sayısı) arttıkça emeğin verimi de artıyor. Tek bir dozer 200 işçinin yapacağı işi yapıyor. Dozer sermayeyi temsil ediyor.
Ekonomik anlamda işçi, ne kadar çok sermaye ile çalışır ise verimi artıyor. Verimi artan işçi daha çok ücret alıyor. Demek ki, işçinin ücretini artıran en önemli etken, sermaye birikimidir.
Türkiye'nin sermaye birikimi (fabrika sayısı), Almanya'ya göre düşük. Bu nedenle, Türkiye'de işçi ücretleri düşük seyrediyor.
Sendikalara görev düşüyor. İşçi ücretini artırmak isteyen sendikalar "ülkenin sermaye potansiyelini artırma" peşinde olmalıdır. Daha çok iş yeri açılmadıkça (sermaye birikimi artmadıkça) ücretlerin artamayacağının bilincinde olmalıdır.
Sermaye düşmanlığı kapital birikimini azaltıyor. Azalan kapitale bağlı olarak ücretler de düşüyor. Reel sektördeki sermaye azalmasından, en çok işçiler zarar görüyor. Sermaye kaçıran ülkelerde işçilik yerlerde sürünüyor.
Türkiye, son 5 aydır sermayeyi ülkede tutamadı. Yanlış ekonomi politikalar yüzünden, ülkeden kapital çıkışı yaşandı. Kapital çıkışı kurları artırdı. Haziran ayında 400 dolar olan asgari ücret, Ekim ayında 300 dolara düştü.
Ücret düşmesinin gerisinde, aynı birim işçinin daha az kapital ile üretime katılması yatıyor. Ekonomik akıl yetersizliğinin bedelini, milyonlar ödüyor.