DÜNDEN DEVAM...
ERDOĞAN’IN YAPTIĞI ÇARPITMA?
Başbakan Erdoğan, kendisi için bugün en muteber kişilerden biri olan Öcalan’ın bu sözlerine karşın, neden Perinçek’i hedef aldı? Perinçek’in Öcalan’la yaptığı teklif ya da çağrının neresi yanlıştı? Bugün Erdoğan da, en azından söyleminde, ‘’ Bu yoldan bir yere varamazsınız. PKK’yi dağıtın, Türkiye’nin bütünlüğü içinde yer alın’’ demiyor mu?
Bütün bu karartma ve bozma girişimlerine karşın, Perinçek’in Öcalan’ı ‘’PKK’yı dağıtması, Türk ve Kürt haklarının daha özgür ve bağımsız, kardeşçe yaşanacak Türkiye kurma’’ çağrısı çok değerliydi.  Yazık ki hala bazı karanlık kesimler, bu görüşmeyi çarpıtarak kullanabiliyor.
Ama bunu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın yapması nasıl bir iş? Acaba aynı karanlık çevrelerin güdülemesi ya da yönlendirmesi mi sözkonusu?
Başbakan ve onun arkasındaki siyaset ve toplum mühendisleri birkaç amaç birden hedefliyor.
Bir kere hedefte İP ve  don dönemlerin en etkin gençlik örgütü Türkiye Gençlik Birliği var.
Erdoğan, ‘’MHP ve CHP’yi İP yönetiyor-yönlendiriyor’’ söylemi ile bu partilerin tabanlarını, yönetim kadrolarına karşı kışkırtıyor. ‘’Öcalanla kucaklaşan Perinçek’’ söylemi ile MHP tabanını  avlamaya çalışıyor.
‘’İP’nin güdümünde’’ söylemi ile muhalefeti ve Demirel gibi önemli siyasetçileri marjinalize edip itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
Son açıklamasında ise işe Komünist Partisi’ni de soktu. İP ve TKP’yi önemli ve öncü aktörler olarak göstererek muhalefeti parçalamayı amaçlıyor.
İşte bu yaklaşım, barış süreci adı verilen bu belirsiz gidişin nasıl kötü işler üzerine kurgulandığının en somut göstergesi.
 
Karayılan’ın sözlerinin arasındaki o ayrıntı!
 
PKK’nın Kandil’deki liderinin basın toplantısının üzerinden neredeyse 1 hafta geçti. Acaba bu konuya değinen olur mu diye düşündüm ama,  nafile.
Karayılan’ın Kandil’deki basın toplantısında çekilme tarihini açıklamış ve koşullarını ortaya koymuştu. Ama o uzun toplantının bir yerinde aynen şu tümceyi kullandı: ‘’Ortadoğu ve Orta Asya halkları, çatışmalara son verecek barışçıl yeni bir sürece ekmek ve su kadar ihtiyaç hissetmektedir’’
Yani Ortadoğu halkları ile Ortasya halkları arasında bir savaş var’!
Kim bu Ortadoğu halkı, tabi ki Kürtler.
Kim bu Ortaasya halkı, tabi ki Türkler…
Aklınca Türkleri Ortaasya halkı sayıp Anadolu’nun, Ortadoğu’nun misafiri gibi gösterecek.
Bu sözler, ‘’Türkleri Avrupa’dan atmak’’, hatta ‘’!Ortaasya’ya sürmek’’ gerektiğini savunan 19. Yüzyıl İngiltere Başbakanı William Ewart Gladstone’ı akla getirdi.
Türkler, Kürtler ve bu topraklarda yaşayan her etnik yapı ve kültür, bu toprakların sahibidir. Anadolu toprakları hepimizin ana yurdudur! Balkanlardan, Karadeniz’in kuzeyinden, Kafkaslardan, Arap ülkelerinden, hatta Ortaasya’dan gelip Anadolu’ya sığınan, etnik yapısı, dini-mezhebi, kültürü ne olursa olsun, hepsi Anadolu kardeşliği içinde birleşmiştir.
Türklerin Anadolu’ya gelişi 1071 değildir. Binlerce yıllık bir göç serüvenidir bu. Binlerce yıl önce kimin nerede olduğuna bakmaya kalkılsa, kimse yerinde duramaz. Bu bir saçmalık!
Bugün, binlerce yıldır Anadolu’ya işlemiş Türk halklarını Ortaasyalı sayıp misafir gibi gösteren, 100-150 yıldır Anadolu’ya sığınan halklara nasıl bakar?
Bu ırkçı, dışlayıcı bir yaklaşım.
 
ALINTI: İ.Şefik MOLLAMEHMETOĞLU      

DÜNDEN DEVAM...

ERDOĞAN’IN YAPTIĞI ÇARPITMA?

Başbakan Erdoğan, kendisi için bugün en muteber kişilerden biri olan Öcalan’ın bu sözlerine karşın, neden Perinçek’i hedef aldı? Perinçek’in Öcalan’la yaptığı teklif ya da çağrının neresi yanlıştı? Bugün Erdoğan da, en azından söyleminde, ‘’ Bu yoldan bir yere varamazsınız. PKK’yi dağıtın, Türkiye’nin bütünlüğü içinde yer alın’’ demiyor mu?Bütün bu karartma ve bozma girişimlerine karşın, Perinçek’in Öcalan’ı ‘’PKK’yı dağıtması, Türk ve Kürt haklarının daha özgür ve bağımsız, kardeşçe yaşanacak Türkiye kurma’’ çağrısı çok değerliydi.  

Yazık ki hala bazı karanlık kesimler, bu görüşmeyi çarpıtarak kullanabiliyor.Ama bunu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın yapması nasıl bir iş? Acaba aynı karanlık çevrelerin güdülemesi ya da yönlendirmesi mi sözkonusu?Başbakan ve onun arkasındaki siyaset ve toplum mühendisleri birkaç amaç birden hedefliyor.Bir kere hedefte İP ve  don dönemlerin en etkin gençlik örgütü Türkiye Gençlik Birliği var.

Erdoğan, ‘’MHP ve CHP’yi İP yönetiyor-yönlendiriyor’’ söylemi ile bu partilerin tabanlarını, yönetim kadrolarına karşı kışkırtıyor. ‘’Öcalanla kucaklaşan Perinçek’’ söylemi ile MHP tabanını  avlamaya çalışıyor.‘’İP’nin güdümünde’’ söylemi ile muhalefeti ve Demirel gibi önemli siyasetçileri marjinalize edip itibarsızlaştırmaya çalışıyor.Son açıklamasında ise işe Komünist Partisi’ni de soktu. İP ve TKP’yi önemli ve öncü aktörler olarak göstererek muhalefeti parçalamayı amaçlıyor.İşte bu yaklaşım, barış süreci adı verilen bu belirsiz gidişin nasıl kötü işler üzerine kurgulandığının en somut göstergesi. 

Karayılan’ın sözlerinin arasındaki o ayrıntı! 

PKK’nın Kandil’deki liderinin basın toplantısının üzerinden neredeyse 1 hafta geçti. Acaba bu konuya değinen olur mu diye düşündüm ama,  nafile.Karayılan’ın Kandil’deki basın toplantısında çekilme tarihini açıklamış ve koşullarını ortaya koymuştu. Ama o uzun toplantının bir yerinde aynen şu tümceyi kullandı: ‘’Ortadoğu ve Orta Asya halkları, çatışmalara son verecek barışçıl yeni bir sürece ekmek ve su kadar ihtiyaç hissetmektedir’’Yani Ortadoğu halkları ile Ortasya halkları arasında bir savaş var’!Kim bu Ortadoğu halkı, tabi ki Kürtler.Kim bu Ortaasya halkı, tabi ki Türkler…

Aklınca Türkleri Ortaasya halkı sayıp Anadolu’nun, Ortadoğu’nun misafiri gibi gösterecek.Bu sözler, ‘’Türkleri Avrupa’dan atmak’’, hatta ‘’!Ortaasya’ya sürmek’’ gerektiğini savunan 19. Yüzyıl İngiltere Başbakanı William Ewart Gladstone’ı akla getirdi.Türkler, Kürtler ve bu topraklarda yaşayan her etnik yapı ve kültür, bu toprakların sahibidir. Anadolu toprakları hepimizin ana yurdudur! Balkanlardan, Karadeniz’in kuzeyinden, Kafkaslardan, Arap ülkelerinden, hatta Ortaasya’dan gelip Anadolu’ya sığınan, etnik yapısı, dini-mezhebi, kültürü ne olursa olsun, hepsi Anadolu kardeşliği içinde birleşmiştir.Türklerin Anadolu’ya gelişi 1071 değildir. Binlerce yıllık bir göç serüvenidir bu. Binlerce yıl önce kimin nerede olduğuna bakmaya kalkılsa, kimse yerinde duramaz. Bu bir saçmalık!Bugün, binlerce yıldır Anadolu’ya işlemiş Türk halklarını Ortaasyalı sayıp misafir gibi gösteren, 100-150 yıldır Anadolu’ya sığınan halklara nasıl bakar?Bu ırkçı, dışlayıcı bir yaklaşım. ALINTI: İ.Şefik MOLLAMEHMETOĞLU