Türk Ekonomisi, büyümeye devam ediyor. Son açıklama, IMF den geldi. Dünkü raporu ile IMF ''2022 yılında Türk Ekonomisinin yüzde 5 büyüyeceğini'' açıkladı. IMF'nin önceki büyüme rakamı yüzde 4 idi. Yeni raporu ile, büyüme oranını yüzde 5 seviyesine çıkardı.

Bilgilerimizi tazeliyelim.

Ekonomik büyüme, üretilen mal ve hizmetlerdeki artış ile ölçülür. Geçen yıl 100 birim üreten ekonomi bu yıl 105 birim üretiyorsa, ekonomi yüzde 5 büyümüş olur. Demek ki, Türkiye 2022 yılında, bir önceki yıla göre daha çok mal ve hizmet üretiyor.

Resmi rakamlara göre son çeyrekteki büyüme oranı yüde 7,30 idi. Yüzde 7 büyüme demek, bir milyon ilave insana iş vermek anlamına gelir. Zira, daha fazla mal ve hizmet üretmek için, daha çok işçinin istidam edilmesine gerek vardır.

İstihdam rakamlarında artış görülüyor. İlk defa bu yıl, çalışan sayısı 31 milyonu aştı. İstihdamdaki artış, büyümenin devam ettiğini doğruluyor. Zira, Türk Ekonomisinde, her bir birim büyüme 160 bin kişiye ilave istihdam yaratıyor.

Kriz zamanlarında ekonomi büyümez. Ekonomi büyüdüğü halde, muhalif kesim KRİZ SÖYLEMİNİ dilinden düşürmüyor. Neden?

Sebep belli. Enflasyon oranı çok yüksek. TUİK yüzde 83 ilan etti. Hissedilen ise daha yüksek. Enflasyon üretime mani değil. Bölüşümde sorun yaratıyor. Muhalif kesim, bölüşümde ortaya çıkan rahatsızlıkları, ekonomik kriz olarak yorumluyor.

Ekonomik kriz, DEFLASYON olduğu zaman meydana gelir. Deflasyon dönemlerinde fiyatlar düşer. Stoklar artar. İşletmeler üretimden vaz geçerler ve işçiler işten çıkarılır. Eksik istihdam düzeyi artar. Toplam üretim düşer ve ekonomi küçülür. Bu nedenle, ekonomik kriz denildiği zaman DEFLASYON akla gelir.

Düşük oranlı bir enflasyon ekonominin rahat işlemesine olanak tanır. Yüksek oranlı enflasyon, üreticilerin hesap yapmalarına engelliyor. Rasyonal beklentileri bozuyor. Gelir bölüşümündeki adaletsizliği artırıyor. Buna rağmen enflasyon var diye, üretici, üretim ve yatırımdan vaz geçmiyor.

Büyüyen ve gelişen bir ekonominin, yüksek enflasyon ile karşılaşması, NAS söyleminden kaynaklandı. Ancak, reel ekonomideki potansiyelin, yanlışları tolere edebilecek yapıda olduğu görülüyor. Nitekim Türk Ekonomisi büyüyor.