"Noel" öncesindeyiz.
"Misyoner" deyince bazılarının aklı karışabilir. 
Yani aslında "Hz. İsa vizyoner" ise, görevleri Hıristiyanlığı yaymak olan havarileri de birer "misyoner" olarak tanımlanıyor. İçimizde her türlü "gavur" icadını kullanıp, sonra da "aman yılbaşı kutlamayın, dinden imandan çıkarsınız" diye dolaşan konjonktür soytarıları var. 
***
Konu edindiğimiz VİZYON-MİSYON meselesi ise başka.
Bu iki kavram şirket, kurum ve kuruluşlar için icat edilmiştir.   
Vizyon – Bir şirketin (vilayetin) gelecekte, bulunduğu sektörün gelişmelerine bağlı olarak, nerede olmayı arzu ettiğini (hatta hayal ettiğini) gösterir. Şirket (vilayet) içerisinde bugün yapılan her şey, gelecekteki o konuma varmak içindir.
Misyon – Bir şirketin, (vilayetin) BUGÜN hangi konumda olduğunu, ne yaptığını kimin için ve kimlerle nasıl yaptığını gösterir. 
Her ikisini birleştirdiğimiz zaman, gelecekte olmak istediğimiz (vizyon) noktada olmak için bugün neleri, nasıl yapıyoruz? Bunu yanıtlarsak, şirketin (vilayetin) vizyon ve misyonunu da özetleriz.
***
Ordu Valisi Sayın İrfan Balkanlıoğlu Altaş Tv'nin "vizyon" programına konuk oldu.  O programda bir nevi Ordu Vilayetinin vizyonunu ortaya koymuş. Deşifre edilen konuşmasının bir bölümü şöyle:
"...Turizmde de ticarette de her türlü altyapı konusunda en önemli husus yol. Şimdi yol olmazsa hiçbir şey yapmak mümkün değil. Artık zaman çok önemli. şimdi havalimanımızın yapılması bizim elimizi güçlendirdi. Artık turist gelmiyor diye bir mazeretimiz de yok. Sayın bakanımızın sözü var. Samsun'a hızlı tren projelendirme aşamalarında ihale edilip Samsun'a geldiğinde oradan da Ordu'ya getirileceğini söylüyor. Samsun Ordu arası dümdüz yer. Dolayısı ile Ordu'ya da bir hızlı tren ulaşımı mükemmel olur. Karadeniz malum dağlık bir memleket. Teknoloji gelişti artık buraya teleferikle çıkma durumu olur mu diye sayın bakanımız bu konuda sözler verdi. Ordu merkezden teleferikle yaylalara çıkma gündemde. DOKAP bu anlamda fizibilite yapılsın diye bir proje başlattı.  Karadeniz'i Akdeniz' e bağlamak Sultan Abdülhamit'in bu yüzyılın değil geçmiş yüzyılın hayali idi. Bu da gerçekleşiyor. Yolun Ordu güzergahı 3 etaptan oluşuyor. Bu sene bir bölümü açıldı. 2017 yılında tamamı bitecek. Bu arada üretilen ürünler Akdeniz'e kestirme yolarla gidecek orada üretileler de buraya gelecek. Bu da ordu'da büyük bir liman yapılmasını tetikleyecek ve deniz yolu da devreye girecek. Bir ulaşım ünitesi de Ünye ilçemizde olacak. Ünye-Akkuş-Niksar yolu otoban standardında olacak. Çevre yolumuzun maliyeti bir milyar TL'yi buluyor. Çevre Yolumuz da seneye bitecek. Ordu turizm açısından ticaret açısından her açıdan potansiyele sahip bir il."
***
Bu tespit Vali Beyin (sadece yola dair) Ordu için çizdiği vizyon. Vizyonda sorun yok. Sorun  misyonda ve misyonerde. Yani soru işareti "Ordu bu işleri kimlerle ve nasıl yapacak?" kısmında.
Bakanlar ve yüksek bürokratlar  ile mi, milletvekilleri ile mi, yerel siyasetçileri ile mi, mülki idareciler ile mi? Yani taşın altında kim (ya da kimlerin) eli olacak?
***
Bu vizyon çizme işi kimi zaman Nasrettin Hoca'nın peşin para hikayesi gibidir.
Çok pembedir. Eğer gerçekçi ve inandırıcı değilse hele de bu vizyonu yerine getirecek mekanizmalarda (lobi ve siyasi kadroda) zafiyet varsa dinleyene kıs kıs gülme hakkı doğar.