Sevgili okurlarım uzun süredir köşemde yazmıyorum.Ne yazayım.İktidarın vatandaşını ne kadar kirlettiğini mi yoksa ne kadar yozlaştırdığını mı yazayım.Günlük gelişmeleri yazmakla iktidarın propagandasını yapmış olacağımı düşünüyorum.İktidarı eleştirmek bile vatandaşın bir bölümünü rahatsız ediyor.İktidara yaranarak günlük çıkarlarını sürdürebilme uğruna yakın çevresinde ve ülkesinde yapılan zulmü görmek istemeyenlere yazarak insan ol,mümin ol,Atatürk Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşa demenin ne anlam taşıdığını anlatamadıktan sonra.Yazı yazmak için mi yazayım.
         Günümüz ülkesinde paranın bütün değer yargılarının üstünde yer alması yeni bir durum değildir. İnsanlığın var oluşundan zamanımıza kadar geçen zaman içinde ekonomik gelişmeler insanlığa yön vermiş.Yaşam biçimlerini şekillendirmiştir.Siyasal sistemleri oluşturmuştur.İnsanların toplu yaşaması ile oluşan komin siyasal yaşam ekonomik güç odakları ortaya çıkınca yerini köleci siyasal yapıya bırakmak zorunda kalmıştır.Büyük toprak sahipleri ortaya çıkınca köleci siyasal yapı yerini feodal siyasal yapıya bırakmak mecburiyetinde kalmışlardır. Makineleşmenin sonunda sanayiciler kapitalizme 1879 tarihinde Fransız devrimi ile geçtiğinden günümüze kadar Feodal siyasi yapıyı ortadan kaldıramamışlardır.Çünkü dünyanın tarım üretimini yapan toprak sahipleri üretimini insan gücünü kullanmadan makine gücü kullanarak üretim yapar duruma gelememişlerdir.Özellikle ülkemizde Feodal siyasi yapı ile Kapitalist siyasi yapı iç içe yaşamaktadır.Bu iki siyasal yapı içinde yaşayan vatandaşlar devletten pay isterken çatışıyorlar.Ülkemizde ki çatışmaların ,ayrımcılığın ,bölünmenin eşiğinde  olmanın ,komşularla gelinen noktanın hepsi Feodal siyasi yapı ile Kapitalist siyasi yapı arasındaki çatışmadan oluşmaktadır.Devlet hem Feodal, hem de Kapitalist siyasi yapıyı idare ediyorum diyorsa yalan söyler.İdare edemez.Bizde olduğu gibi devlet vatandaşına zalim olur.Vatandaşına zulüm yapar.Vatandaşın dinini istismar eder.Vatandaş ta kirlenen ve yozlaşan yaşama yaşamak adına alkış tutar.Devletten ne kaparsam ne ala  anlayışı vatandaşı sarar .Parayla oyunu satabilecek duruma gelir.İktidar olmak isteyen siyasetçilerde vatandaşına bastırır parayı iktidar olurlar.İktidar olunca da onuru ile yaşamak isteyen vatandaşına zalim olur.Zulüm yapar.
         Yaşamının hangi bölümünden şikayetini ortadan kaldırmanın yolu.Atatürk Cumhuriyetinden uzaklaşmayla biteceğine inananlar yanıldıklarını anladıklarında sarılacakları dalı kesmiş olurlar.Atatürk Cumhuriyeti Feodal siyasi yapıyı tasfiye etmek başarısını gösterememişse ,halen çatışma devam ediyorsa Atatürk öldükten sonra iktidarı elinde bulunduranlar ,siyasi çıkarlarına hizmet eden Feodal ağlarının oy depoları için ,Atatürk Cumhuriyetinden uzaklaşmalarında aranmalıdır.
         Atatürk'ün sanayi devrimini ileriye taşımayan her siyasi yapı gericidir.Vatandaşının kirlenmesine ve yozlaşmasına neden olur.Sanayi devriminden kastım üretim yapan makineyi imal etmektir.Türk malı makinelerin uluslararası pazarda rağbet görmesidir.
          Atatürk Cumhuriyetini yaşatmak her Türk vatandaşının taşıdığı sorumluluktur. 

         Sevgili okurlarım uzun süredir köşemde yazmıyorum.Ne yazayım.İktidarın vatandaşını ne kadar kirlettiğini mi yoksa ne kadar yozlaştırdığını mı yazayım.Günlük gelişmeleri yazmakla iktidarın propagandasını yapmış olacağımı düşünüyorum.İktidarı eleştirmek bile vatandaşın bir bölümünü rahatsız ediyor.İktidara yaranarak günlük çıkarlarını sürdürebilme uğruna yakın çevresinde ve ülkesinde yapılan zulmü görmek istemeyenlere yazarak insan ol,mümin ol,Atatürk Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşa demenin ne anlam taşıdığını anlatamadıktan sonra.Yazı yazmak için mi yazayım.

Günümüz ülkesinde paranın bütün değer yargılarının üstünde yer alması yeni bir durum değildir. İnsanlığın var oluşundan zamanımıza kadar geçen zaman içinde ekonomik gelişmeler insanlığa yön vermiş.Yaşam biçimlerini şekillendirmiştir.

Siyasal sistemleri oluşturmuştur.İnsanların toplu yaşaması ile oluşan komin siyasal yaşam ekonomik güç odakları ortaya çıkınca yerini köleci siyasal yapıya bırakmak zorunda kalmıştır.Büyük toprak sahipleri ortaya çıkınca köleci siyasal yapı yerini feodal siyasal yapıya bırakmak mecburiyetinde kalmışlardır.

Makineleşmenin sonunda sanayiciler kapitalizme 1879 tarihinde Fransız devrimi ile geçtiğinden günümüze kadar Feodal siyasi yapıyı ortadan kaldıramamışlardır.Çünkü dünyanın tarım üretimini yapan toprak sahipleri üretimini insan gücünü kullanmadan makine gücü kullanarak üretim yapar duruma gelememişlerdir.Özellikle ülkemizde Feodal siyasi yapı ile Kapitalist siyasi yapı iç içe yaşamaktadır.Bu iki siyasal yapı içinde yaşayan vatandaşlar devletten pay isterken çatışıyorlar.Ülkemizde ki çatışmaların ,ayrımcılığın ,bölünmenin eşiğinde  olmanın ,komşularla gelinen noktanın hepsi Feodal siyasi yapı ile Kapitalist siyasi yapı arasındaki çatışmadan oluşmaktadır.

Devlet hem Feodal, hem de Kapitalist siyasi yapıyı idare ediyorum diyorsa yalan söyler.İdare edemez.Bizde olduğu gibi devlet vatandaşına zalim olur.Vatandaşına zulüm yapar.Vatandaşın dinini istismar eder.Vatandaş ta kirlenen ve yozlaşan yaşama yaşamak adına alkış tutar.Devletten ne kaparsam ne ala  anlayışı vatandaşı sarar .Parayla oyunu satabilecek duruma gelir.İktidar olmak isteyen siyasetçilerde vatandaşına bastırır parayı iktidar olurlar.İktidar olunca da onuru ile yaşamak isteyen vatandaşına zalim olur.Zulüm yapar. 

       Yaşamının hangi bölümünden şikayetini ortadan kaldırmanın yolu.Atatürk Cumhuriyetinden uzaklaşmayla biteceğine inananlar yanıldıklarını anladıklarında sarılacakları dalı kesmiş olurlar.Atatürk Cumhuriyeti Feodal siyasi yapıyı tasfiye etmek başarısını gösterememişse ,halen çatışma devam ediyorsa Atatürk öldükten sonra iktidarı elinde bulunduranlar ,siyasi çıkarlarına hizmet eden Feodal ağlarının oy depoları için ,Atatürk Cumhuriyetinden uzaklaşmalarında aranmalıdır. 

       Atatürk'ün sanayi devrimini ileriye taşımayan her siyasi yapı gericidir.Vatandaşının kirlenmesine ve yozlaşmasına neden olur.Sanayi devriminden kastım üretim yapan makineyi imal etmektir.Türk malı makinelerin uluslararası pazarda rağbet görmesidir. 

       Atatürk Cumhuriyetini yaşatmak her Türk vatandaşının taşıdığı sorumluluktur.