Yaşlılık, herkesin kafasında farklı şeyler çağrıştırır. Çoğu zaman 
olumsuz düşünür insanlar. Fakat bu zaman dilimini fırsata 
çevirmek bizim elimizde. Yaşlılık, herkesin kafasında farklı
şeyler çalıştırır. Çoğu zaman gözümüzün önüne beli bükülmüş,
yüzü kırışmış, elleri titreyen insanlar gelir. Bazı insanların kafasın
da ise emekli olmuş, bütün her şeyden elini eteğini çekmiş, kabuğuna
çekilmiş yetişkinler olarak canlanır. Belirli bir yaşın üzerindeki insan
lar bu işin ucundan tutmak isteseler dahi. ‘artık sen bu işi yapamazsın’
gibi ifadelerle geri çevrilir. Çevresindekilerin onlar hakkında bu şekilde
düşünmelerin birçok sebebi vardır. Bu etkenlerin başında ileri yaştaki 
kişilerin vücut fonksiyonlarının yavaşlaması geliyor. Bedensel fonksiyon
larda meydana gelen değişim sonucu vücut direncinin azalması, çabuk
yorulma, hareketlerde yavaşlama gibi durumlar ortaya çıkıyor. Yaşlı
insanların çabucak hastalanması da vücut direncinin azalmasıyla ilgili.
Yoksa hayatlarının yaklaşık 20- 30 yılını çalışarak geçiren büyüklerimiz 
yoğun iş temposu sonralarında emeklilikle beraber boşluğa düşüyor.
Kendi yaşındaki insanların bir bir bu dünyadan göç etmesi ise onları 
iyice yalnızlığa gömülmesine sebep oluyor. Torunları ile sohbet etmek
İsteyen DEDELER, BÜYÜKANNELER kuşak farkından kaynaklı ileti
şim sorunu yaşıyor. İşte bunların tümü yaşlıların kendilerini işe 
yaramaz, değersiz hissetmelerine sebep oluyor. Evet, madalyonun
en çok görünen yüzü bu ama diğer tarafta ise bambaşka hikâyeler
çıkıyor karşımıza. Bu tanımların çok dışında kalan, sözüne ettiğimiz 
sendromların hiç birini yaşamamış yaşlılıkta her anı benim gibi dolu 
dolu geçirmiş 70 ‘inden 80 ‘inden sonra kendime yeni ufuklar açmış insanlarında mevcut olduğunu biliyorum. Hem günümüzde hem de 
eskilerde yaşayanların hayatlarından şikâyetçi olduklarını görmedim
yaşlılığın eve sokulmayacağından bahsedenler bence yanılıyor,
çoluk, çocuk, torun, torbayla beraber sağlıklı ve mutlu olarak 
devam ettirirsek ben böyle yaşlılığa Allahın izniyle razıyım. 
Hala kendimi bırakmayarak dopdolu bir hayat yaşamaya devam
ediyorum sizlerin bizleri anlamanız için en az bizim yaşımıza 
gelmeniz şart her şeyin başında sağlıklı yaşamak olduğu müddetçe
mücadelemize devam etmeliyiz daima moralimiz sağlam tutmalıyız.
Benim düşüncem şu yazdığım satırlarım gibidir (yaşımla gönlüme 
olmadım eş yaşım 85 gönlüm ise hep 45) sevgilerimle…