Libya'daki iç savaş duracağa benzemiyor. Moskovada yapılan görüşmelerden isyancı general Hafter çeilkdi. Gerekçe olarak Türk askerini gösteriyor.

Asi General Hafter ''kendini Libya Başkanı'' olarak görüyor. Libya'nın Türkiye ile yaptığı ''Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşmasını'' tanımıyor. Halbuki, Uluslararası toplum meşru Hükümet olarak ''Ulusal Mutabakat Hükümetini'' kabul ediyor.

Siyasal toplumların en önemli sorunu, SİYASAL BOŞLUK dur. Orataya çıkan siyasal boşluğu birileri dolduruyor. General Hafter, Ulusal Mutabakat Hükümetinin yarattığı boşluğu doldurmuş, kendini Libyanın egemen gücü zannediyor.

Siyasal toplumlarda, tek bir siyasal güç egemen olmadıkça huzur oluşmaz. Tek bir egemen silahlı gücün, otoriteyi tesis ettiği ana kadar savaş durmaz. Libya bu sorundan kendini kurtaramıyor.

Nitekim, isyancı General Barışa yanaşmıyor. Türk askeri çekilsin talebinin gerisinde, tek başına iktidar arzusu yatıyor. Türkiye ise, barışın kurulmasına katkı amacıyla Libya'da bulunuyor. Ancak, savaşmadan barış kurulamıyor.

En kötü barış, en kolay kazanılmış savaştan daha iyidir. Ancak bu prensibe asiler ve ülkesini düşünmeyen teröristler uymaz. Terörist güçten başka bir şeye boyun eğmez.

Ulusal Mutabakat Hükümeti, gücünü kullanmak zorunda kalacak. Libyada savaş kaçınılmaz görünüyor.