CHP genel merkezinde 15 Nisan 2014 Salı günü, 30 Mart yerel seçimleri değerlendirme toplantısı düzenleniyor. Toplantıya hiç ilgisi olmadığı halde bir kadın Bingöl ilini temsilen geldiğini söyleyerek toplantıya katılıyor. Genel başkanı eleştiriyor. Daha sonra bu kadının buraya nasıl girdiği araştırılıyor. Geçen hafta genel başkan yumruklanmış ve de güya güvenlik önlemleri sıkılaştırılmıştı.

                Bu durum bize birçok şey söylüyor. En önemlisi demek ki genel merkezde hiç kimse Bingöl ilindeki yöneticileri tanımıyor. İkincisi gelenlerin belgelerine bakılmıyor. Hani güvenlik hani örgüt? Üçüncüsü o kadın TBMM’ye nasıl kimin referansı ile girdi?

                1972 yılında Bülent Ecevit, genel başkan seçildiğinde, genel kurulun hemen ardından Turhan Feyzioğlu ve Kemal Satır’la hareket edenler İsmet İnönü’nün ardından CHP’den istifa ettiler. Bu olaydan sonra B.Ecevit, 40 a yakın il yönetimini görevden alarak yerlerine gençlerden oluşan il yöneticileri atadı ve sonuç, 1973’te koalisyon ortağı,1977 de %42 oy. Kemal Kılıçdaroğlu, birincisi tabandan gelmedi. İkincisi herkesle iyi geçinmeye çalışıyor.

                Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen’in söylediği gibi CHP’nin sorunu genel yönetimle değil. İl ve ilçe yönetimleri ile il ve ilçe yönetimleri maalesef politbüro gibi yaşlı ve hantal. Gençleri ve kadınları anlayacak yeni yapılanmaya gereksinim var.

                Geçmiş dönemde il ve ilçe yöneticileri ile belediye başkanlarının kendilerini seçtirmek için üye yaptıkları ne olduğu belirsiz üyeler örgütün önünü hala tıkıyorlar. Bu nedenle acilen birçok il ve ilçeye, gençlerin ve kadınların ağırlıklı olduğu atamalar yapılarak tüm üye kayıtları elden geçirilmelidir. Bazı yerlerde üye sayısı kadar bile oy çıkmaması bu tezimi doğrulamaktadır.

                Bu atamalar yapılırken, varsa seçilmiş belediye başkanlarından çıkarı olmayanlar özenle seçilmelidir. İl ve ilçe yöneticileri birçok yerde olduğu gibi belediyeden beslenenler olmamalı ve seçilmişleri parti ve halk adına denetlemeli gördükleri eksikleri genel merkeze iletmelidirler.

                Çok kısa sürede her noktanın analizi çıkarılarak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerine hazırlanılmalıdır. Seçimler bitti herkesin neleri doğru neleri yanlış söylediği ortaya çıktı. Bu durumda başarısız veya yanlış kararlar vermiş olanların acilen istifa etmesi parti vicdanını rahatlatacaktır.

                Kurultayda konulan kadın ve gençlik kotalarına uyulmayan yerlerdeki karar vericiler yasal olarak parti suçu işlemişler demektir. Bu nedenle istifaları gerekmektedir. Örneğin; Kadıköy’de kadınlarımız belediye başkan yardımcılıklarının büyük çoğunluğunu alırken diğer ilçelerde kadınların olmamasının hesabını birileri vermeli. Bu tercihler doğal olarak seçim sonuçlarını da etkiledi.

                Muğla iline gelince, belediye meclislerinde kadın kotasının çok altında kadın belediye meclislerine girebilmiştir. Muğla’da hiç kadın belediye başkanı olmaması başlı başına kocaman bir ayıptır. Temayül yoklaması yapılan Datça ilçesinde, ilçe yönetiminde de olan üyelerin teveccühü yerine başkasının atanması tüm üyelere saygısızlıktır. Ama buna karşın üyeler yinede partilerine sahip çıkmış ve seçimi kazanmışlardır. Fakat Datça belediyesi için verilen oylardan, büyükşehir için verilen oyların bin tane fazla çıkmasının hesabını il yönetimi mi yoksa genel yönetim mi verecektir?

                Yatağan ve Köyceğiz seçimleri de masaya yatırılması gereken konular olarak önümüzde durmaktadır. Bu arada Dalaman’da Muhammet şaşmaz doğru tercihi de teslim edilmelidir.

                CHP üyelerinin basiretli tercihi,  Ula’da da istenmedik sonucu önledi.

                Tüm CHP il başkanları genel yönetime istifalarını sunmalılar. Seçim sonuçlarının değerlendirmesinden sonra CHP il ve ilçe yönetimleri yeniden baştada söylediğim gibi kadın ve gençlerden oluşan dinamik bir yapıya kavuşmalı ve yerel yönetimlere, kent konseyleri ve STK’lar ile birlikte projeler hazırlayıp, yaşama geçmesi için çalışmalılar.