Miraç, insanın kendi semasına yani kalbine ve iç dünyasına doğrudan yaptığı bir yolculuktur. Miraç, sevgili peygamberimizin getirdiği değerlerle hastalıklı kalpleri nasıl tedavi ettiği idrak edilmektedir. Miraç ile inançlarımızı ve samimiyetimizi yerleriz. Rüya, kibirle samimiyetsizliği hayatımızdan uzaklaştırırız. Ailemiz, komşularımız ve tüm insanlıkla ilişkilerimizi tazeleriz.

  MİRAÇ: KÂİNATIN EFENDİSİNİN MUHTEŞEM YOLCULUĞU

Miraç, Kâinatın Efendisinin (a.s.m.) kısa bir süre için de olsa ebediyet alemine geçip iman esaslarında yer alan; Allah’ı, melekleri, peygamberleri, kitapları, kader levhasını, cenneti ve cehennemi dünya gözüyle görmesidir.

Resul-i Ekrem (a.s.m.), en samimi dostu Cebrail’le yedi kat gökleri aşmış, her kat semada ecdadı, dava arkadaşları peygamberlerle görüşüp sohbet etmiş, kâinatın ilahi programı olan mukadderatı kaydeden kalemleri görmüş, cızırtılarını işitmiş, ‘’Ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne de bir beşerin hatırına, hayaline gelmiş diye vasıflandırdığı cenneti bütün güzellikleriyle; cehennemi de bütün dehşetiyle müşahede etmiş; Cebrail’in. ‘’ Öte bir adım atsam yanarım ‘’ dediği sidterü’l ­­Müntehaya varmış, Arş-ı Rahman’a çıkmış, günde kaç defa huzuruna çıktığı Rabbinin bizzat mekânı Kibri yasına yükselmiş, yayın iki ucu gibi arada hiçbir perde olmaksızın Rabbiyle görüşmüş; O na insanların, mahlukatın yaptıkları sayısız ibadetleri takdim etmiş, İlahi sohbetin feyzini tatmış sonrada ümmetine, kulun huzur-u İlahiye ye kabulü manasındaki namaz ikramıyla dönmüş, şirk koşmamak şartı ile sonuçta da bütün ehl-î imamın cennete gireceği müjdesini getirmişti bütün Müslüman aleminin miraç kandilini kutlarım.