Amaç, ortaya çıkacak olumsuzluğu önlemek ise, aracı meşru kılmıyor. Amaç, sözleşme ile belirlenmiş ise, amacı bozan eylemin dolaylı yoldan gerçekleşiyor olması, sonucu değiştirmiyor. Uluslararası sözleşmeler ile saptanan amacın, dolaylı yoldan ihlali mümkün olamıyor.

Son günlerde, Kanal İstanbul yoluyla, Montrö Antlaşmasının delineceğinden söz ediliyor. Bu ifade, doğru bir yaklaşım değildir. Montrö Antlaşmasına bakıldığı zaman, AMAÇ açıkça görülüyor. Belli büyüklükteki askeri gemilerin, Karadenize girmesinin engellenmesi, amaç ediniliyor.

İster boğazdan, ister kanaldan geçsin sonuç fark etmez. Uluslararası hukuk, tonaj bakımından askeri gemilerin Karadenize girmesine yasak koyuyor.

Uluslararası hukukun önemli bir zaafı vardır. Kuvvete dayanır. Kuvvete dayanan hukukun müeyyidesi ise, güç dengesine bağlı olarak uygulanıyor. Kim güçlü ise, uluslararası hukuk kuralını koyuyor. İster ulusal, ister uluslararası hukukta olsun, kurallar zayıfları korumak için konulmuştur. Kuvvetli olan kazanıyor.

Montrö Antlaşmasının bize kazanımları vardır. 1918 yılında İstanbulun, İngilizler tarafından işgal edilmesi ile, boğazlar işgal kuvvetlerinin egemenliğine girmişti. İngilizler, boğazları ve Karadenizi kontrolünde tutuyor, Rusyadan Anadoluya, askeri yardım malzemesi taşıyan gemileri batırıyordu. Montrö antlaşması, böyle bir egemenliğe son vermiştir.

Montrö antlaşması sayesinde, Karadeniz ''barış denizine'' dönüştü. Statüko bozulmasının bize yarar yok. Statükoyu ise, uluslararası hukuku oluşturan anlaşmalar sağlıyor.