Asgari ücretimiz 1404 TL olarak belli oldu. Bu para ile geçinmek zor. Büyük şehirlerde düzgün bir evin kirasını dahi karşılamıyor.
Devletin belirlediği asgari ücretin gerisinde emeğin üretimde yarattığı verimlilik var. Üretime katılan en son işçinin verimi (emeğin marjinal verimi) asgari ücret olarak hesaplanıyor. Sermaye miktarı (iş verici makine donanım gibi imkanlar) ve üretimde kullanılan teknoloji arttığı zaman emek verimliliği artıyor.
Yeterli sermaye (makine ve fabrika gibi iş verici imkan) yok ise ücreti artırmak mümkün olamıyor. Almanya'da ücretler Türkiye'den daha yüksek. Çünkü Almanya'da, emeğe göre daha çok sermaye üretime katılıyor. Sermaye arttıkça emek verimliliği de artıyor ve ücret yükseliyor.
Ekonomik sonucu açıklayıcı formül Sermaye / Emek şeklinde özetleniyor. Ücreti artırmanın üç yolu var.
1. Mevcut emeğe göre daha çok sermayeyi üretime katmak.
2. Emek artışından daha çok ilave sermaye yaratmak.
3. Mevcut sermayeye göre çalışan sayısını azaltmak.
Birinci koşulun icrası için, yatırımların artırılması gerekiyor. Yatırımlar faiz hadlerinin artan fonksiyonudur. Piyasa faizi düştükçe yatırım artar. Demek ki, asgari ücretin artırılması için faizlerin düşmesi gerekiyor.
İkinci şartın tayin edici unsuru nüfus artışıdır. Artan nüfus ekonomiye emek artışı olarak yansıyor. Sermaye stokunu artıramayan ülkelerde, nüfus artışı asgari ücretin yükselmesini engelliyor. Hindistan, Çin ve Türkiye gibi.
Çalışan sayısını azaltmak her zaman mümkün olamaz. Erken emeklilik gibi çözümler önerilebilir. Ancak, yetersiz emekli maaşı insanları çalışmaya zorluyor.
Sonuç olarak, sermaye artırılmadan emeğin verimi artmıyor. Verimi artmayınca asgari ücret artırılamıyor. Mevcut sermaye stokuna göre, üretime katılan en son işçinin yarattığı katma değer asgari ücreti belirliyor.