Bu seçim Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sancılı Cumhurbaşkanlığı seçimi olacaktır. Çünkü ilk defa Cumhurbaşkanı Türk Milletinin genel oyu ile seçilecek ve ilk defa bir başbakan seçime girecektir. Cumhurbaşkanlığı seçim kanunu geçen yazımızda da açıkladığımız gibi hiç demokratik olmamıştır. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 8 Haziran 2014 tarihinde AKP gurup toplantısında konuştu ve Türk milleti tarafından seçilmesi halinde nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağının ipuçlarını bize verdi. Diyor ki: Bu ülkede seçkinler, siyasi güçleri elinde bulunduranlar her zaman istediler, milleti adam yerine koymadılar. Halka hiçbir zaman itibar etmediler. Biz milletin içinden geliyoruz. Bir cumhurbaşkanı tarafsız olabilir mi? Hangi cumhurbaşkanı tarafsız olmuştur ki? Düşünüyoruz… Tarafsız mı bunlar?  Sayın Demirel, Sezer taraf değil miydi? Hepsinin bir siyaseti vardı.
Siyasetleri devletle örtüşüyordu, milletle örtüşmüyordu.

Bu beyan tamamen lafazanlık kokmaktadır. Bir kere siyasi güçleri elinde bulunduranlar kimlerdir. Milleti adam yerine koymayanlar kimlerdir. Ne yapmışlardır da milleti adam yerine koymamışlardır. Örnek vermelidir. Mesela diyebilmelidir ki Bir ABD doları 80 Kuruş ilken 2.170.000 TL ye çıkarılmasına seyirci kalmışlardır. Açık bütçeleri onaylayarak Türk milletini bir gün dahi zamsız yaşatmamışlardır. Milletimizin dünyadaki düşmanları ile mücadelesinde başarı sağlayacak olan laik eğitimi( Tevhidi tedrisat eğitimini) yok ederek milletimizin harici bedhahlarla mücadelesinde başarı şansını ortadan kaldırmışlardır gibi örnekler verebilmelidir. Bir başbakan böyle belirsiz nereye çekersen uzanan beyanatlar vermemelidir. Somut olaylar ve belgelerle konuşmalıdır. Sayın Başbakan diyor ki biz milletin içinden geliyoruz diyor. Daha önceki Cumhurbaşkanları nereden gelmişlerdir. Atatürk’le milletin içinde gelme konusunda hiç kimse yarışamaz. Çünkü o Milletimizin varlığına kast eden haçlılarla yaptığı savaşların cephelerinin başkomutanlığından gelmiştir. Yalnız Camilerinden, yalnız spor sahalarından yalnız belediyelerinin su ve kanalizasyon hizmetlerinden gelmemiştir. O milletinin içinden gelen nadir bir liderdir. AKP dönemi kadar insanların ezildiği insanların adam yerine konulmadığı dönemi 1950 tarihinden beri bu satırların yazar görmemiş ve yaşamamıştır. Milletimiz de yaşamamıştır. Yaşayanlara bu sütunlarımız açıktır. Denk bütçe yapmayan açık bütçede ısrar eden bir AKP yönetimi insanları enflasyonla ezerek adam yerine koymamıştır. Sonra bir Cumhurbaşkanı doğaldır ki görevleri ve sorumlulukları Anayasada gösterilen bir kamu görevlisidir. Cumhurbaşkanı devletin başıdır bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder ( Anayasa Madde 104). Bu nedenle tarafsız olmak zorundadır. Burada bir parantez açalım. Aşağıda görüleceği gibi Sayın Recep Tayyip Erdoğan diyor ki “ Eğer bu kardeşiniz seçilirse tarafsız Cumhurbaşkanı olmayacak” El hak doğrudur. Cumhurbaşkanları tarafsız olamazlar. Taraftırlar. Anayasanın tarafındadırlar. Ettikleri yeminin tarafındadırlar. Bu nedenle Cumhurbaşkanlarımız:

Devletin varlığı ve bağımsızlığı,

M illetin kayıtsız şartsız egemenliği,

Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü,

 Atatürk ilke ve inkılapları, anayasaya ve hukukun üstünlüğüne bağlı olmak zorunda olduklarından bu ilkeler karşısında tarafsız değildirler. Tarafsızlık sadece Anayasamızın 10 maddesine göre kişi ve kurumlara karşı yasaların tarafsızlıkla uygulanması anlamındadır.

“Sayın Recep Tayyip Erdoğan devamla diyor ki: Eğer bu kardeşiniz seçilirse tarafsız cumhurbaşkanı olmayacak. İki taraf var bir devlet, bir millet. Ben milletin tarafında olacağım. Çözüm süreci, ekonomik politikalarımız aynı eksende devam edecektir.”
Tarafsız olmayacağım. Çözüm süreci ve ekonomik politikalar ayni eksende devam edecektir demek. Enflasyona devam. Bölünmeye devam, Açık bütçelere devam. Elde ne var ne yoksa satmaya devam, Laik eğitimin canına ot tıkamaya devam demektir. 11 senede 340 milyar TL bütçe açığı yaparak milletimizi ezen ve fakru zarurete sürükleyen, asgari ücretlerle tüm ücretleri altına göre %45 azaltmaya, 4+4+4 ucube Milli Eğitim kanunu ile tevhidi tedrisata yani laik eğitime son vererek Türk milletini Orta çağ karanlığı yoluna devam ettirmek demektir.

Allah Türk milletinin de rotasını şaşırmış Sayın RTE nin ve tüm AKP nin de yolunu açık etsin. Ne diyelim. Allah Onlara kolaylık versin. Çünkü "Onlar” ne yaptırıldığını bilemeyecek kadar dâhili ve harici bedhahlarla kuşatılmışlardır. Bu seçimlerde Türk milleti başbakanını da tıpkı Hatay’da, Yalova’da, Ağrı’da kurtardığı gibi bu kuşatmadan da kurtarmalıdır.