Bugün Türkiye Cumhuriyeti kurucu milli ilkelerinden uzaklaştırılmıştır. Her karış toprağı yeniden şehit kanları ile sulanarak ulaşılmış olan demokratik laik denk bütçeli sosyal hukuk devletinin birleştirici güçlü birliğinden saptırılmıştır. Tüm Türk Milletini birleştirmekten ve birlikte ilerlemek ve mutlu olmaktan uzaklaştırılmış bir Türkiye Cumhuriyetinde yaşamaktayız.

14 -Mayıs 1950 de başlayan açık bütçelerin ve laik eğitimden uzaklaştırılmaların getirdiği yıkımlar sürmektedir. O gün 3 TL olan bir ABD doları bu gün ( 13 Şubat 2022) 13.506.000 TL dir. Buralara açık bütçelerle getirildik. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek " Dâhili ve harici bedhahların olacaktır" denilen olgu budur.

Açık bütçeler Atatürk'e göre bağımsızlığımız yok eder.

İsmet İnönü'ye göre Türk milletini tam manasıyla iflasa sürükler ve "Bütçe açığı, bir milleti, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok eder "

İşte yaşadıklarımız bunlardır. Yaşadığımız bunca acılar ve badirelere rağmen 14 Mayıs 1950 de başlayan açık bütçelere İktidardaki siyasetçilerimizin devam etmesi ve muhalefetinde DENK bütçe kararlılığı göstermemesi cidden üzücü ve düşündürücüdür. Yerli ve Milli olan Atatürk'tür. Açıktan para basarak paramızı n değerini düşürmek buna bağlı olarak bağımsızlığımızı yok etmek Anayasal hukuk yolu ve Atatürk yolu değildir. Bu yol İsmet paşanın işaret ettiği "Bütçe açığı, bir milleti, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok eder " dediği gaflet yoludur.

  1. bütçeler yaparak Türk milletini ezmek tam manasıyla iflasa sürüklemek, bağımsızlığımızı yok ettiği ve milli birliği sağlamadığından hukuki ve Anayasal uygulamalar değildir. Aşağıda haberinin linki verilen 6 parti Genel Başkanlarının toplantısından eğer " DENK bütçe ve Laik eğitime dönülecektir" ilkesi çıkmamışsa daha dersimize çok çalışmamız gerektiği süreçteyiz demektir. Yola çıkılmıştır. Yoldaki pürüzler ve eksikliklerin giderilerek 9 Eylül'deki İzmir yürüyüşüne yeniden geçileceği vatanseverliklerinden beklenir. Milli birliğe ve mili kuvvete ulaşmak için herkesin birleştirilmesi tezinden ayrılamamak zorundayız. 23 Nisan 1920 tarihinde yola çıkarken olduğu gibi bugün de önem kazanmıştır. Bu saldırılar Atatürk'ün gençliğe hitabesinde apaçık izah edilmiştir. Ve denilmiştir ki: Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler........... . Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

AKP dönemi için öznel bir istatistik verelim ve her şeyi ifade etmiş olalım.

AKP geldiği zaman bir gram altın 18. TL idi. Bu gün ( 13 Şubat 2022) 808 TL dir. Bölelim 808:18=44. İşte bu tek satırda AKP nin artık yapacağı şey işi esas sahibine vermek ve Türk milletine yapılabilecek en büyük jesti yapmaktır.

Türk milleti bütün engelleri milli birlik ve beraberlikle aşmayı bilen ve bunu başarmış Milletin adıdır. Yeter ki siz siz olun Türk milletini Atatürk’ün yolundan giderek yönetin.

Tarihimizin En büyük Buhranını yaşamaktayız.

Sayın Av. Güner Yiğitbaşı diyor ki: "Ülkemiz; en başta ekonomisi ve bütçe açıkları olmak üzere, her alanda tarihinin en büyük buhranını ve felaketini yaşamaktadır.

İş başındaki tek adam; acz içinde olup, ülkeyi yönetememektedir. Etrafını dalkavuklar ve yetersiz kişiler sarmıştır. Ehil kadroları tükenmiştir. Her şeyin en doğrusunu kendisinin bildiği yanılgısı içinde debelenmektedir. Görev süresini tamamlamanın ve yeniden seçilmenin telaşı içinde bocalamaktadır. Ülke her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Demokrasiye ve halk iradesine saygılı halkımız da, sandık ve demokratik yol dışında bir çıkış yolu arayışını ve bunun sonucunda oluşacak karanlık bir maceraya girişmeyi, şimdilik asla düşünmemektedir."

Bu yazılanlar ve yazının tamamı doğrudur. Ancak, dürüst hakkaniyetli, Anayasa ve seçim kanunlarına uygun bir seçim olacak mı. Bir kişinin Cumhurbaşkanı seçilmesi için Anayasamızın 103.madedsinde Yüksek Öğrenim yapmış olmak şartı var. Bu şart daha Türk Milletine açıkça diploma gösterilerek sunulmadı. Bence ( Genel Cerrahi uzmanınca) Artık Sayın RTE nın sağlık durumu bir gün daha Türkiye Cumhuriyetinin başında kalmaya elverişli değildir. Bunu konunun uzman olarak yazıyorum.

Barsak kanseri ameliyatı olmuştur. Ameliyat sonrasında KEMOTERAPİ dediğimiz ağır ve yan etkileri çok fazla bir tedavi uygulanmıştır. Dünyada krallıklar hariç Demokratik ülkelerde en uzun başkanlık uygulanan ülke ABD dir. ABD de ise Başkanlık en fazla 4 er seneden 8 sene ile sınırlıdır. Bunun sebebi ise normal bir insan bünyesinin bundan daha uzun bir süre bu ağır görevi/ görevleri yapamayacağındandır. Bu konu da tartışma alanına çekilmelidir.

CHP Genel Başkanı Cumhurbaşkanlığına aday olmalıdır. Ancak Atatürk ilkelerinden, Laik demokratik hukuk devleti ve DENK bütçe ilkesinden eksik olan bölümünü tamamlamalıdır. Çok az da olsa takviye bilgiye ihtiyaç vardır.

Derin saygılarımla Türk milletine sunulur ve başarılar dilenir.